Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Belirli Günler ve Haftalar Konulu Şiirler (http://www.tualim.net/belirli-gunler-ve-haftalar-konulu-siirler/)
-   -   Çanakkale Konulu Şiirler - Çanakkale ile İlgili Şiirler - Çanakkale Şiirleri (http://www.tualim.net/belirli-gunler-ve-haftalar-konulu-siirler/3449-canakkale-konulu-siirler-canakkale-ile-ilgili-siirler-canakkale-siirleri.html)

Belirli Gunler 17.11.10 01:05

Çanakkale Konulu Şiirler - Çanakkale ile İlgili Şiirler - Çanakkale Şiirleri
 
Çanakkale Konulu Şiirler - Çanakkale ile İlgili Şiirler - Çanakkale Şiirleri - Çanakkale


ÇANAKKALE


Türk'ün başı diktir,asla öne eğilmez.
İmanı kavidir,bileği hiç bükülmez.
Dünya tarihine kazılmıştır,silinmez.
Mehmetçikler ölümsüzdür,
"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"


Yüce bir onurdur Çanakkale'li olmak.
Şehitlere rahmet,Mukaddestir bu toprak
Güzel doğasında,tertemiz havasında,
Mutluluk kıvançtır.nefes alıp yaşamak.


Gökyüzünden gece ve gündüz rahmet yağar
Düşman barınamaz,efsunludur bu diyar.
Berrak,kıpır kıpır boğazın suları,
Zafer türküleri söyler esen rüzgar


Seherde Ezan sesi,susuz ruhlara kaynak;
Akşamın grup rengi,denizde bayrak bayrak
Dünya tarihine kazılmıştır silinmez,
Mehmetçikler ölümsüzdür,
"ÇANAKKALE GEÇİLMEZ"




ÇANAKKALE GEÇİLMEZ


Seyredin tefekkürle,batının yaptığını,
Çanakkale'de her yer et ve kemik yığını.
Her karış toprağında ya kafa ya bir el var,
Ya bir mermi kovanı veya bir şarapnel var.
Top, tank ve uçağıyla yüklenmiş haç hilale,
O destanını göklere nakşetmiş Çanakkale.


Kimi Kars,kimi Sinop,kimi Manisa'lıdır,
Potinleri yırtılmış,çoraplar yamalıdır.
Tekbirlerle düşmanın üstüne gidiyorlar,
Sanki ölüme değil, düğüne gidiyorlar.
Ezanın susmaması tek hedef,ana dava,
Uçak kağıttan bir kuş,donanmalar mukavva.


Toprak etten kemikten,deniz kandan al gibi,
Hava;barut ve duman,ölüm şerbet,bal gibi,
Tattın Allah yolunda şehadetin hazzını,
Bak Melekler kılıyor Cenaze Namazını.
Toprağa düşenlere,düşmeyen eder gıpta,
Şehit,on kere Şehit olmak ister kalkıp da.


Ahmet Mahir

Belirli Gunler 17.11.10 01:06

Yüreğinde yaşatan anlar
 
YÜREĞİNDE YAŞATAN ANLAR

Kalbinizin atışları titretiyordu toprakları
Kulakları çınlatıyordu.Allah Allah sesleri
"Saolsun Vatanım" oldu hepsinin son nefesleri
Unutmak mümkün mü?Çanakkale'de Şehitleri.

Her karış toprakta var ayak iziniz
Canınızı feda ettiniz,kurtuldu vatanımız
Ne toptan ne tüfekten korkmadı hiç gözünüz
Düşmana en büyük silah iman gücünüz.

Elinde bir süngü dikkatle bakıyor denize
Altmış üç askerle düşmanı getirdi dize
Çanakkale'deki binlerce şehit gibi
Yahya Çavuş seni de gömdük kalbimize.

Hedef almış askerler,yürüyor denize doğru
Kimsenin aklına gelmiyor,ne kızı nede oğlu
Biliyor gittiği yol cennete doğru
Ölümden korkmuyor,çünkü o Türk oğlu.

El sürmesin kimse kutsaldır bu topraklar
Hep süzülsün göklerde,inmesin hiç bayraklar
Çanakkale'yi anlatmaya yetmez sayfalar
Seni ancak yüreğinde yaşatan anlar.

Edibe AYDIN

Belirli Gunler 17.11.10 01:06

Bir başkadır çanakkale’m
 
BİR BAŞKADIR ÇANAKKALE’M

Bir başkadır Çanakkale'min toprakları
Nesillerin sıcaklığı sinmiş üstüne
Bayrak rengi bir sel almış böğrüne,
Sel toprağa tutkun mahcup,toprak hazin yele
bunun için esintilidir,inler Çanakkale


Bir başkadır Çanakkale'min mevsimleri,
Yazı bahar gibidir,baharı kış misali
Hele boğazının görülmeye değer hali
hele sislendiği zaman hele,
Rüyalar katından iner Çanakkale


Bir başkadır Çanakkale'min Eylülleri,
Hırçın rüzgarı diner,ağaçlar yarı şekerlemede
Anıları müzelere çekilir kendi halinde
Her yıl bu ay cıvıldaşan öğrencileriyle
Çimenlikten,Atatürk'ü seyreder Çanakkale.


Bir başkadır Çanakkale'min türküleri,
Bazıları bağrımızı delen kurşun sanki,
Bazıları hastayı bile oynatır inan ki
Gazileri geçmişiyle tutuşur elele
Nağmelerde destanlaşır gider,Çanakkale.


Bir başkadır Çanakkale'min Mart ayları,
Bu ayda fetih için kırk yiğit sallardadır,
Bu ayda Türk gücü yine masallardadır;
Onsekiz Mart gibi destan yansıyınca istikbale
Gözlerde pınardır çağlar,sel sel iner Çanakkale


Bir başkadır Çanakkale'min akarsuları,
Menderes'in elmalarda yansıyor güzellikleri;
Kocabaş'ta savaşırken izlemişler İskender'i
Bir göz soğuk, bir göz sıcak akan dereleriyle
Mavilikler dünyasında dans eder Çanakkale.


Bir başkadır Çanakkale'min denizleri,
Kıyıları bir gerdanlık gibidir,emre hazır
Dalgaları tarihi mırıldanır satır satır,
Karanlık limandaki nurdan alevleriyle
"Mağribiakşamlar"a seferdedir,Çanakkale.


Bir başkadır Çanakkale'min yer şekilleri,
Dağları tepe haline gelir,tepeleri dağlaşır birden
Kazdağı'ndan Sarıkız su alırken körfezden
Kocaçimen Kemal ile gelir erişilmez hale
İşte burdan tüm dünyaya kükrer Çanakkale.

Ahmet KAŞIKÇI

Belirli Gunler 17.11.10 01:07

Bir yolcuya
 
BİR YOLCUYA
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.)


Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğuldu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir.

Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda, bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

NECMETTİN HALİL ONAN

Belirli Gunler 17.11.10 01:07

çanakkale geçilmez
 
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

Gürleyen top sesleri Mehmetçiğin sesidir.
Çanakkale ulusun bütünleştiği yerdir.
Denizde Nusrat'ımız,karada bataryalar,
Hamidiye atışta,birde Mesudiye var.

Düşmana yok verecek bir karış toprağımız,
Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız.

Conkbayırı, Kilitbahir, hele Anafartalar,
Tarih sayfalarına yeni bir destan yazar.
Korkumuz yok,birleşsin gelsin yeni ordular,
Atatürk'ün izinde yenilmez Mehmetçik var...

Düşmana yok verecek bir karış toprağımız,
Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız.

Çanakkale köpürür düşmana geçit vermez.
Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez.
Öyle bir zafer ki bu asırlarca silinmez.
Haykırır tüm ulusum ÇANAKKALE GEÇİLMEZ.

Belirli Gunler 17.11.10 01:07

çanakkale
 
ÇANAKKALE

Övün, ey Çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin üşüştüğü yersin.

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden.
Sen onların açtığı bayrağı alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin!

Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla,
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin.

Bir destana benziyor senin bugünkü halin.
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Övün, ey Çanakkale ki sen Mustafa Kemal’in
Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin!

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

Belirli Gunler 17.11.10 01:08

18 Mart Çanakkale
 
18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

Belirli Gunler 17.11.10 01:08

Çanakkale
 
Çanakkale

"Söyle Arkadaşım" dedi Anadolulu Mehmet
yanıbaşındaki Anzak erine
"nereden kopup gelmişsin,
neden çökmüş bu mahsunluk üzerine?"

"DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN" dedi gencecik Anzak
"Öyle yazmışlar mezar taşıma.
doğduğum yerler öylesine uzak,
örtündüğüm topraksa gurbet bana."
"Dert edinme arkadaşım"dedi Mehmet
"değil mi ki bizlerle birleşti kaderin,
değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet,
sende artık bizdensin,
sende bencileyin bir Mehmet"

Çanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.

"ya sen dedi Mehmet
oyun çağındaki İngiliz erine,
"yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne?"
"yaşım sonsuza dek onbeş"
dedi ufak tefek İngiliz eri.
"köyümde askercilik oynar
coştururdum trampetimle bizimkileri
derken kendimi cephede buldum
oyun muydu, gerçek miydi anlamadan,
bir sahici kurşunla vuruldum.
Sustu boynumdaki trampet,
son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu'da bana da bir mezar kazıldı
mezar taşıma "ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ" yazıldı.
Öyküm de künyem de bundan ibaret.

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
gözyaşları düşerek üstüne sanki
damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
sahibini yitiren bir trampet.

"ya sizler" dedi Mehmet
dünyanın dört kıtasından
mezarlar dolusu erlere,
"hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiniz yerlere"

kimi İngilizdi, kimi İskoç
kimi Fransızdı, kimi Senegalli
kimi Hintli kimi Nepalli
kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak
gemiler dolusu asker
her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu'nun oya gibi koylarından şizarak
tırmanmışlardı dağa bayıra
siper siper yara gibi yarılan toprak
mezar olmuştu savaş ardından onlara.
Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR
Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ
kiminin de mezar taşında
on altı on yedi on sekiz yaşında
EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı.
Çanakkale topraklarında,
her birinin erken biten yaşam öyküsü
eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı.
"Anlamaz mıyım" dedi "halinizden kardeşler"
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet
"ben de yüzyıllarca yaban ellerde
neyin uğruna bilmeden can vermişim
kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
ilk kez Çanakkale'de ermişim.
Uğrunda can verdikçe vatandı ancak
ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
değil mi ki sizler alamasanız bile
bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrına
sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale.

Çanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.

Bir garip savaştı Çanakkale savaşı
kızıştıkça kızgınlığı dindiren
ara verildikçe ateşe
düşmanı kardeşe
döndüren bir savaştı.
Kıyasıya bir savaştı
ama saygı üreten bir savaş
yaklaştıkça birbirine
karşılıklı siperler
gönüller de yakınlaştı
düştükçe vuruşanlar toprağa
dostlar gibi kaynaştı.

Savaş bitti.
Ölenler kaldı sağlar gitti
köylü köyune döndü evli evine
kır çiçekleri geldiler akın akın
çekilen askerlerin yerine
yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar,
kilim kilim yayıldılar toprağa.
Siper siper
toprağın savaş yaralarını örttüler
koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine.
Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
silah yerine saban tutan elleriyle
geri aldı savaş alanlarını doğa
can geldi toprağa silindikçe kan izleri.
Yeryüzünde cennet oldu öylece
o cehennem savaş yeri
şimdi Çanakkale Gelibolu
bahçe bahçe, ülke ülke
mezar dolu.

Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.

Huzur içinde uyusun
vuruştukları toprakta
kavgadan kinden uzakta
yanyan dostça yatanlar.

Bilent Ecevit

Belirli Gunler 17.11.10 01:09

Çanakkale
 
Çanakkale

Övün ey çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir gün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin birden üştüğü yersin!

Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla.
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçtüğü yersin!

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden.
Sen onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin!

Toprağından fazladır sende yatan adamlar,
Irmağın kanla çağlar, yağmurun kanla damlar.
O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar,
Sen silahın inançla son sövüştüğü yersin!

Bir destana benziyor senin bugünkü halin.
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Övün ey çanakkale, ki sen mustafa kemal'in,
Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin!

Faruk Nafiz Çamlıbel

Belirli Gunler 17.11.10 01:09

Çanakkale Şehidlerine
 
Çanakkale Şehidlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?

En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila..

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hali bize affetti o yüz..
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer..

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber

Mehmet Akif Ersoy



Belirli Gunler 17.11.10 01:10

Çanakkale'de Ölüm
 
Çanakkale'de Ölüm

Sen ölüm,

Evlerde pissin ama,
Dağlarda iğrençsin.

Sen ölüm,
Birinin adı silinir de,
Adın geçer ancak.

Sen ölüm,
Eli tutmaz olur da, gözü görmez olur da
Tutarsın, görürsün oralarda ancak.

Sen ölüm,
Ülkelerde kötüsün ya
Ülkelerarası daha çirkinsin.

Sen ölüm,
Sayrılıklardan sonra gelirsin peki,
Şu dev gibi, şu dipdiri gençlerle işin nedir?

Faruk Nafiz Çamlıbel

Belirli Gunler 17.11.10 01:10

Çanakkalede Otuzbin Şehit
 
Çanakkalede Otuzbin Şehit

Çanakkalede otuzbin şehit,
Hepsi bir birbirinden yiğit,
Bundan sonrasını tarihler yazar,
Çanakkale de analar ağlar.

Derdim derdim garip halim,
Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım,
Ne analar ne bacılar,
Çanakkalede zaferler yatar.

Düşman pusu atmış çanakkale yollarına,
Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara,
Yol vermesen küserim yara,
Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.

Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne,
Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde,
Mekanınız cennet olsun ebediyetde,
Çanakkalede şehitler yatar diz dize.


Haydar Turan

Belirli Gunler 17.11.10 01:10

Çanakkale Destanı
 
Çanakkale Destanı


Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım.
Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım.
Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Mehmetçiğin yüreği, düşman zırhını deldi.
O, önünde durulmaz, bentleri aşan seldi.
Seyyid Çavuş misali, imanıyla yüceldi.

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Kayıt düştü tarihler: On Sekiz Mart gününü.
Mehmetçiğin mermiye, ölüme güldüğünü.
Gördü bütün bir dünya, inanmanın gücünü.

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Çanakkale, ecdadın değerli hediyesi,
Unutulmaz bir destan, şanlı bir zafer bestesi,
" Çanakkale geçilmez!": gerçeğin ifadesi.

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.

Ey bu cennet vatana kanıyla can verenler!
Şehadet bahçesine bir gül gibi girenler!
Size selâm ve dua, ölüp de ölmeyenler!

Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.


Rıfkı Kaymaz

Belirli Gunler 17.11.10 01:11

Çanakkale
 
Çanakkale

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.
Her karış torağında bin,şehit bir mezar.
Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu ey şanlı şehit.
Gölgesinde gölgelen al bayrağın.
Hangi kem göz sana edebilir nazar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.
Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam.
Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez.
Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez.
Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar.
Türk milleti aynı destanı yine yazar.


Şefik Aydemir

Belirli Gunler 17.11.10 01:11

Kahraman çanakkale
 
KAHRAMAN ÇANAKKALE

Taşı, toprağı şehit kanı
Feda ettiler kendi canlarını
Kurtarmak için bu vatanı
Bu aziz yurdun evlatları

"Çanakkale geçilmez." dediler
Düşmanı Gelibolu'da yendiler
Kadın kız cephane çektiler
Allah Allah diye nida ettiler

Mehmetçik gider savaş eli kınalı
Kurban etti vatana bu canını
Yamyamlar çalıyor savaş tamtamı
Bilmiyorlar Türk askerini imanını

Ocean gemisi tabyaları yıkıyor
ON altı şehit yirmi dört yaralı bırakıyor
Seyit Çavuş lahavleyi çekiyor
Ocean'ı bacasından batırıyor

Onbinler yatıyor Çanakkale'de
Savaştı düşmana karşı çetince
Conkbayırı,Anafartalar,Seddülbahir
Döktüler ebediyyen düşmanı denize

Belirli Gunler 17.11.10 01:12

çanakkale savaşı
 
ÇANAKKALE SAVAŞI

Gülmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.

Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.

On Sekiz Mart Zaferi’ni,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.

Türk’ün göğsü, Türk’ün kolu,
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.

Akan kanlar dönse sele,
Conkbayır’ı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.

Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türk’ün yeri
Çanakkale geçilemez.

Ali Osman ATAK

Belirli Gunler 17.11.10 01:12

Çanakkale
 
Çanakkale

Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen
Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren
Vatan toprağı için can ile serden geçen
Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken

Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını
Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını
Komayacağız yerde şehitlerin kanını
Korku bilmez bu millet artıracak şanını

Mehmedoğlu Seyyid'in mermiyi kaldırışı
Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı
Anlayacak kafirler bucağı ve karışı
Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı

Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab!
Anzak, Hindu, İngiliz... Hepsi harab ve bitab
Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab
Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab

Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir
Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir
Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir
'Çanakkale Geçilmez' bu da açık gerçektir

Samet Mehmet Bora

Belirli Gunler 17.11.10 01:13

Vur
 
Vur

Ey Türk vur, vatanın bâkirlerine
Günahkâr gömleği biçenleri vur.
Kemikten taşlarla şarap yerine
Şehidler kanını içeni vur!
Vur, Güzel âşıklar cenazesinden
Kırmızı meş’aller yakanları vur:
Şehvetin raksına yetim sesinden
Besteler, şarkılar yapanları vur!
Vur, katlin o kızıl sapanlarıyla
Dünyaya ölümler ekenleri vur:
Vur, zulmün o kanlı urganlarıyla
Bir kavmi iplere çekenleri vur.
Vur, etten, kemikten saraylar kuran
O vahşi ruhları ezmek için vur:
Dört büyük rüzgâra küller savuran
O müerrim elleri kesmek için vur!
Vur, sende mukaddes hürriyet için.
Dünyanın diktiği bayrak için vur:
Her dinin sevdiği adalet için.
Her yerde haykıran bir hak için vur!
Vur, aşkın ve hakkın zaferi için.
Vur, senden bak, dünya bunu istiyor:
Vur, yerde bak tarih senin seyircin:
Vur, gökten bak Allah sana, “vur!” diyor.
Vur, çelik kolların kopana kadar
Olanca aşkınla, kuvvetinle vur:
Son düşman, son gölge kalana kadar
Olanca kininle, şiddetinle vur.
Vur, senin darbenden çıkacak ateş
İntikam isteyen bir milletindir:
Alnında doğacak kırmızı güneş,
Bu senin ilâhi hürriyetindir!...

Mehmet Emin YURDAKUL

Belirli Gunler 17.11.10 01:13

Ordunun Destanı
 
Ordunun Destanı

Ey, bugüne şâhit olan sarp hisarlar!
Ey, kahraman Mehmet Çavuş siperleri!
Ey, Mustafa Kemallerin aziz yeri!
Ey, toprağı kanlı dağlar, yanık yarlar!
Sizler burada gördüğünüz büyük cengi
Elde kılıç parladıkça unutmayın;
Bugünü de bundan üç bin yıl evvelki
Kahramanlık devri gibi unutmayın!
Anlatın ki Türkler burada şan verdiler
Birçok vahşi, cehennemi kuvvetlere;
Ateş, çelik kralları devletlere
Süngülere mu’cizeler gösterdiler
Burada zulme baş eğmeyen bu yiğitler
Vatan için her mihnete katlandılar;
Ölümleri tahkir eden şu şahitler
Türk İli’nin hayatını kazandılar
Bu memleket büyüklüğün vatanıdır;
Ellerinde silâhlarla ölenlerin,
Son nefeste ümitlerle gülenlerin,
Hakk’a kurban olanların Turan’dır.
Bu sâf ruhlar şu dünyadan ayrılırken
Yanık sesle “vatan!” diye haykırmıştır;
Yanlarına helâlleşmek için gelen
Yoldaşları intikâma çağırmıştır.
Buradan geçen her gururlu baş eğilsin;
Bu kan, kemik dolu toprakları,
Büyük küçük gemilerin sancakları
Selâmlarla okşamağı bir borç bilsin!
Zirâ bu yer en fedâkâr bir milletin
Kahramanlık, şeref, namus kale’sidir.
Burada her ses o ilâhi hürriyetin
Kalbinin attığı yerdir.

Mehmet Emin YURDAKUL

Belirli Gunler 17.11.10 01:13

Çanakkale Destanı
 
Çanakkale Destanı

Yıl 1915
18’indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale’nin suyu,
Geçilmez bu boğaz...
Geçilmez bu boğaz...
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz...
Sen misin Mustafa Kemal’im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet’i Buvet’i...
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor...
Türk’üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı.

Fahri ERSAVAŞ

Belirli Gunler 17.11.10 01:14

Çanakkale Destanı
 
Çanakkale Destanı

Bir destan yazılmıştı, Çanakkale isminde,
Bin dokuz yüz on beşin, Mart’ın on sekizinde.
O bir destan değildi, masal sayılır destan,
Ölüm kalım savaşı, kurtuluştu kaostan.
Bu savaş milletimin, varlık yokluk savaşı,
Savaşan Mehmetçiğin, koltuğundaydı başı.
Üşüştü başımıza, dünyanın yabanisi,
Her birisi sanki de, cehennem zebanisi.
Mahşeri aratmıştı, o günde Çanakkale,
Kurdular her cephede, etten, yürekten kale.
Haçlı haçın altında, hedef almış hilali
Geldiyse de top yekun, yaşadı izmihlali.
Bir mühür basılmıştı, dünyanın tarihine
Kim ki şehit düşmezse, küserdi talihine.
Düğüne gider gibi, gittiler şahadete,
Koştular seve seve, en büyük ibadete.
Vatan uğrunda canlar, fedadır birer birer
Şehittir o yiğitler, ölmezler diridirler,
Cephedeydi neferi, duadaydı hastalar,
Kimi yetmiş den fazla, kimi çocuk yaştalar.
Semadan yağmur gibi, yağıyorken kurşunlar,
Sevindiler giderken, Allah’a kavuşanlar.
Nerde mal mülk sevdası, canlarından geçtiler
Kurşun kurşun, şehadet şerbetini içtiler.
Ne Yâr var akıllarda, nede çocuk hayali,
Hedef tek, canı verip, yüceltmekti hilali.
Birkaç gazisi kalan, tek savaştır cihanda,
Kanatlanıp uçtular, cennete hep bir anda.
Toprak kan kustu o gün, denizler demir yuttu,
Şehitleri O Nebi, kucağında uyuttu.
Ne gerek mezar taşı, ne gerek ona mezar
Bugün tarih onları, altın harflerle yazar.
Namazsız ve Kur’an sız, düşse de bir yanına,
Kefensiz, kanlı yelek, şahittir imanına.
Bir damla şehit kanı, bütün dünyaya değer,
Bir toprak parçasıdır, vatan değilse eğer.
Kurtarıp boğazları, şehadete erdiler,
Dünyaya yiğitliğin, bir dersini verdiler.
Gafiller ucuz sandı,oysa paha biçilmez
Sonunda anladılar, Çanakkale geçilmez.
Vatana göz dikenler, azdırdıkça azdılar,
Aslanlar savunmanın, destanını yazdılar.
Okusun bütün dünya, oturup ezberlesin,
Artık ininden çıkıp,yurduma göz dikmesin
Bu vatanın evladı, kurbandır toprağına,
Çakallar rüzgar olsa, değemez yaprağına.
Bir Hilal ki bağrında, yaşatır bu milleti,
Binlerce güneş feda, yaşasın Türk Devleti.


Kasım KAPLAN

Belirli Gunler 17.11.10 01:14

çanakkale şehitleri
 
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.

Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.

Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.


Mehmet Akif ERSOY


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:59.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.