Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Temel Tasarım > Görsel Tasarım Öğeleri > Biçim

Resimde Çizgi, Renk ve Biçim İlişkisi

Biçim kategorisinde açılmış olan Resimde Çizgi, Renk ve Biçim İlişkisi konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Resimde Çizgi, Renk ve Biçim İlişkisi
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2660

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18.05.10, 02:04   #1
Kullanıcı Profili
S.Moderators
 
Renklerin Dansı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetRenklerin Dansı
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: May 2009
Üye No: 27
Mesajlar: 3.656
Konular: 2075
Standart Resimde Çizgi, Renk ve Biçim İlişkisi

Resimde Çizgi, Renk ve Biçim İlişkisi

Herhangi bir figürün algılanma sürecine doğallıkla eşlik eden renk, çizgi ve ışık gibi öğeleri, bu figür'ün yeniden üretimi söz konusu olduğu zaman, daima ayrıştırmak zorunda kalırız. Çünkü, bu öğelerin görmeyle özdeşleşen eş anlamlı birlikteliği aynen yinelemek mümkün değildir. Dolayısıyla her resme bir seçim yaparak başlanır. Önce; ama imgelemde olduğu gibi değildir bu; uygulamada renk yahut çizgi ikilemiyle kuşatılmış ressamın bunlardan birine öncelik tanımaktan başka çıkar yolu yoktur.
Gerçi renk, çizgi ve ışığın işlevlerini kesin bir biçimde birbirinden ayırmak hayli güç olmasına karşın, yine de renkle nitelik, çizgi ile oylum, ışıkla titreşimler arasındaki bağıntı konusunda genel bir uzlaşma olduğunu söyleyebiliriz.
Bugün, tarih öncesi mağara duvarına yapılmış resimlerdeki çalışma tarzına ilişkin bildiğimiz son derece sınırlı olsa bile inancımız değişmiyor. İnsanoğlu renkten önce çizgiyi keşfetmiştir. Görünenin çizgi ile kanıtlanması yolundaki yaygın, eğilim, hâlâ tanık olduğumuz temel dürtülerden biridir aslında; betimlemekte güçlük çektiğimiz bir biçimi ilk fırsatta çizeriz.
Biçim, çeşitli yönlerde devinen bir çizginin başlangıç noktasına gelmesiyle oluşur: Böylece, karşımıza temsil edilen figürün (nesne) çevrelemi çıkmıştır. Bu çevrelemin içinde kalan boşluk, tıpkı dışı gibi, kendisine ilişmediğimiz sürece genelde iki boyutludur. Oylumlama ve tonlu geçiş, bu çevrelemin hem içi, hem de dışında kalan bölümün işlenmesiyle gündeme gelir; birincisinde (oylumlama) tek başına çizgi yeterli olabilmesine karşın, diğerinde sadece renk zorunluluğu vardır.
Çizgi, resme duyduğumuz gereksinmeyi tek başına karşılamaya yeten bu özelliği nedeniyle, yüzyıllar boyu renge meydan okuyabilmiştir. Nitekim, yalnız desende değil, rengin yüzeysel niteliğini koruduğu durumda da bu olgu geçerlidir.
Yüzeysel renk eyilimi ile çevrelem arasındaki bağıntı, çıkıştan çok, zorunlu bir varış noktasının sonucudur aslında: Çizgi, renk karşısındaki ayrıcalıklı konumuna imgeleme sürecinde sahip çıkmıştır bu kez.
Eğitimde izlenen yol da bunu doğrulamaktadır; renge daima desenden sonra geçilir. Desenin amacı ise biçim vermektir; çünkü kopya amacını taşıyor bile olsa her biçim, bir biçim verme etkinliğinin ürünüdür. Bu süreç, gerekliğinde biçimi yok etmeye kadar varan deformasyon isteminin zorunlu ön koşuludur. O halde deformasyon, biçimin ancak kendisinden hareketle dışlanabileceğini göstermektedir bize.
Her figür, resmin 20. yüzyıla kadar varan tarihi boyunca az veya çok, kendi silüeti üzerine kurulu bir yanılsamadır aslında. Figürün salt renk lekesiyle verilmesi bir süre için bizi şaşırtabilir, ama sonuç değişmez: Silüet, özünde zihinsel bir soyutlama işleminin temel çıkış noktası olarak, çevrelemine indirgenen figürün ilk konumudur ve renk, bu silüete sonradan eklenmiş bir çeşitlemedir hiç şüphesiz.
Uzakdoğu resmi bu anlayışın en uç örneklerinden biri olup renge düpedüz savaş açılmıştır. Burada resim, kusursuz biçimler aracılığı ile yaratılan bir atmosfer arayışıdır. Sanatçı için; resmin amacı biçim'dir. Böyle bir amaç için çizgi tek başına yeterli olduğuna göre renge yer kalmamıştır. Çizgiden beklenen ise ritim ve kesinliktir. Siyah çini mürekkebi ve fırçayla yetinen sanatçı çok sayıdaki yapıta imza atabilmiştir.
Çizgiyi insan ile özdeşleştirme yolundaki genel eyilim, giderek fırçanın her türlü ruhsal titreşimi yansıtan duyarlı bir aygıt olduğu inancına yol açmıştır sonuçta. Öyle ki fırçayı tutan parmakların konumu ve tutma açısından, fırçanın hangi hız ve yönde kullanıldığına kadar birçok şey daha sonra deşifre edilebilmektedir. Bu resimlerde; ritim, bilekte odaklanan bir dansa dönüşmüştür sessizce.
Kaligrafik dil, bir bakıma bu özgür devinimin ürünüdür. Öte yandan yönünü belli eden düz çizgiye Uzakdoğu resmi yabancıdır. Batı, edimsel (aktüell) biçimi belirgin ve mekan içinde belli güçler tarafından hareket eden yahut ettirilen nesnelerin bir toplamı olarak düşünmektedir gerçekliği.
Batı resminde çok daha farklı bir işlevi olan biçim, yalnızca uyandırma niteliği ile tartışmaya açılmaktadır. Biçimi, izleyiciye etkin bir konuma getirmek üzere, salt betimlemeye dayalı biçim anlayışının eleştirisidir hiç kuşkusuz. Belli bir duyguya güvenmeksizin, tüm insanlığı kendine yani sanat yapıtının var olduğu gerçeklik tarzında yaşayabilecekleri bir alana çekmiş olması zorunluluğu vardır. Alıcının biçime ilişkin gerçekliği tamamen kendi başına üretip, yenileyebilme yolundaki istenci biçim oluşturmanın temel öğelerinden biridir. Ne var ki izleyicinin imgeleminde kurulan bu biçile birçok şey çözümlenmiş olsa bile, esinleyici renge duyulan gereksinim yine devam etmektedir; çünkü esinleyici renk, tarih boyunca resmin özerkleşmesi yolundaki genel eğilimin asıl itici gücüdür.
Çizgi ile boş yüzey arasında tanık olduğumuz ilişki, her şeyin özü olan sonsuz boşluğun renge benzer bir işlev üstlendiğini ortaya koymaktadır. Biçim bu boşluğa yazılmış imgelerdir artık; çizgi, bu sonsuz mekandan tamamen yabancıdır. Boşluğun varlığını hazırlarken aslında ona eklenerek kendi varlığını güvenceye alan bir araca dönüşmüştür çizgi. Kaligrafi ile resim arasındaki sınır çizginin kayganlığı, bir türlü yazı resim ile karşı karşıya olduğumuzun en çarpıcı kanıtıdır esasen.
Resim, yapılmaz, yazılır burada; bu yüzden resimde rengin değeri, yazı için mürekkep renginin taşıdığı önemden pek farklı değildir sonuç itibariyle.
KAYNAKÇA
 BİGALI Şeref, Resim Sanatı, Şafak matbaası, İkinci Basım, Ankara, 1984.
 COURTOIS Michel, Die Chinesische Malese; Editions Rensentre, Lausanne, 1968.
 LEEESONALC'H Theo, Die Japanische Malese; Editions Rencentre, Lausanne, 1968.
 PIPER David, Fuszination Malese; Georg Westermann, Verlag Gmblt. Bravnschweig, 1985.
 RAPHAEL Max, The Demends of Art, Edition Qumran Frankfurt, 1984.

 TANSUĞ Sezer, Resim Sanatının Tarihi, Remzi Kitapevi, Dördüncü Basım, İstanbul, 1999, s. 13-15.
 TUNALI İsmail, Felsefenin Işığında Modern Resim, Remzi Kitapevi, Birinci basım, İstanbul, 1981, s. 52-73.
 TURANİ Adnan, Çağdaş Sanat Felsefesi, Varlık Yayınevi, Birinci Basım, İstanbul, 1974, s. 103-105.
DANIŞMAN
Yrd. Doç. Dr. Nevin GÜVEN

HAZIRLAYAN
Özgül KARAGÖZ
9711901015
ISPARTA -2000
__________________
TUALİM.NET
Renklerin Dansı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
biçim, Çizgi, renk, resimde, ve, İlişkisi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Nokta Çizgi Renk Karışımları Serbest Çalışmaları Renklerin Dansı Nokta 0 14.11.09 00:16
Resimde Renk ve Uygulanışı Tualim Sanatsal Kitaplar 0 09.06.09 16:49
Resimde Renk ve Uygulanışı Tualim Renk 0 01.05.09 15:56
Resimde Çizgi Tualim Çizgi 0 06.02.09 19:32
Resimde Biçim Tualim Biçim 0 06.02.09 19:05


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:22.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.