Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Heykel (http://www.tualim.net/heykel/)
-   -   Zühtü Müridoğlu (http://www.tualim.net/heykel/981-zuhtu-muridoglu.html)

Tualim 28.04.09 17:29

Zühtü Müridoğlu
 
Zühtü Müridoğlu


Seksen yıllık yaşamı boyunca, taşa, çamura, ahşaba ve madene biçim veren Zühtü Müridoğlu, Türk heykel sanatının öncü kurucularındandır. Birçok malzemeden yararlanarak soyut ve figüratif heykel ve heykelciklerin yanı sıra, Anıtkabir’deki bazı kabartmaları ve Beşiktaş’taki Barboros Anıtı’nı da gerçekleştiren Müridoğlu, 21 Ağustos 1992’de ölmüştü.
26 Ocak 1906’da İstanbul’da doğan Zühtü Müridoğlu, 1924’te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’nin Resim Bölümü’ne girer. Daha sonra Heykel Bölümü’ne geçer. 1927-1928 yılının Akademi bitirme ödülünü alan Müridoğlu, dönemin sanat merkezi Paris’e gitme hakkını kazanır. Colarossi Akademisi’nde Marcel Gimond’un (1894-1961) atölyesinde çalışmaya başlar.
Modernleşme azminde olan bir ülkenin genç sanatçısı olarak, Paris yıllarının birikimi ile sanat anlayışı derinden etkilenir. Çağdaşlık ve modernizm, Zühtü Müridoğlu için adeta bir misyona dönüşür. Değişmek isteyen bir kuşağın temsilcisidir o artık!.. Sık sık “Şimdiye kadar öğrendiğimi unutmak istiyorum” diyerek heykel sanatıyla, figürle ilgili akademik bilgilerden uzaklaşarak, yepyeni deneylere, ufuklara açılmak ister. Paris’teki hocası Gimond’dan öğrendiklerini kolay kolay unutamaz. Paris döneminin ve hocasının etkileri onun en başarılı olduğu alana, büstlerine yansır.

http://www.thy.com/images/skylife/3-...61IMG_3242.jpg
http://www.thy.com/images/skylife/3-.../o_9_61042.jpg
http://www.thy.com/images/skylife/3-.../o_9_61044.jpg


SANATLA OYUN
Zühtü Müridoğlu’nun modernden anladığı, başlangıçta soyuttur. Onun ilk soyut çalışmaları 1950’li yılların başlarına rastlar. O zamana kadar sürdürdüğü figüratif anlayış, yerini yavaş yavaş figüre bağlı olmayan yönelimlere bırakır.
Sanatçı ahşap yontu alanında da büyük ustalığa sahiptir. 1934 tarihli ‘Savaş’ rölyefi onun bu alandaki başyapıtı sayılabilir. Figürün görünümünden çok, hareketiyle ilgilenen sanatçı 1960’ların bazı minimalist ahşap heykellerinde de aslında bu hareket etkisini arar.
Sunulan ister bir küre olsun, ister bir insan başı. Gözler, burun ve dudaklar değil, biçimlerdir konuşan yontuda. Bu doğrultuda bakıldığında, Zühtü Müridoğlu’nun figüre dönüşünü bir ‘geriye dönüş’ olarak görmek yanlış olur. Ancak, bu figüratif yapıtlarında 1950-60’ların cesur biçim/hacim/uzam araştırmalarıyla karşı karşıya olmadığımızı da belirtmek gerek.
Müridoğlu’nun doğrudan soyut olarak tasarladığı, ahşabı bakır ve demir ile birlikte kullandığı heykellerini 1980’lerde dans eden bronz kadın figürleri izlemiştir.
Zarif ve uçucu bir deseni, çamurda taze, canlı, duyarlı, yaşayan biçimler oluşturan bir modlaj üslubu vardır. Ahşapta düz perdahlanmış alanlardan kaçınır; ürperen, titreşimli yüzeyleri yeğler. Sanatı bir oyun olarak algılamış ve öyle uygulamıştır.
Desen, sanatçının her döneminde varolmuş, hem heykellerinin düşünsel hazırlık aşamalarını oluşturmuş, hem de başlı başına bağımsız bir ifade aracı olarak kullanılmıştır. Son yıllarında gerçekleştirdiği baskıları ve 1992’de öldüğü yıl yayımlanan ‘Zühtü Müridoğlu Kitabı’ bunun en belirgin örnekleridir.
Adı ‘sarı fizikçi’ olarak geçen ve Müridoğlu’nun ısrarlı çalışmalarında ona verdiği destekle tanınan eşi Seniha Hanım’ın önemli katkısına da değinmek gerek. Geride kalan 78 defter dolusu eskiz ve çizimlerden de anlaşılacağı gibi Müridoğlu için heykel, her şeyden önce bir tasarım nesnesidir. Ölümünden sonra İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin envanterine geçen bini aşkın deseni ve bu arada 160 civarındaki son etütleri, onun yorulmaz bir güçle bağlandığı mesleğine ilişkin özverili ve aralıksız çalışma kapasitesi hakkında fikir verecektir.

http://www.thy.com/images/skylife/3-...61IMG_3252.jpg
http://www.thy.com/images/skylife/3-...61IMG_3253.jpg
http://www.thy.com/images/skylife/3-.../o_9_61y02.jpg
http://www.thy.com/images/skylife/3-.../o_9_61y07.jpg
http://www.evdose.com/tur/ajanda/resim/aja060235a.jpg

BÜYÜK ANITLARIN YARATICISI

http://www.evdose.com/tur/ajanda/resim/aja060235.jpg

Öğrencilik yıllarından itibaren tasarladığı anıtlar, ona bir dizi ödül getirir. Müridoğlu’nun Hâdi Bara ile ortaklaşa gerçekleştirdiği Barbaros Anıtı (1939-1944),

http://www.kenthaber.com/Resimler/20...6/00106204.jpg

büyük kalitesi olan bir anıt çalışmadır. II. Dünya Savaşı öncesi yıllara rastladığından bronz döküm fiyatları, geçen zamanla birlikte ikiye katlanmış, masraflar artmıştır. Ünlü Türk denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa ile iki levendi, onlardan birinin taşıdığı bayrakla gösteren anıt, Müridoğlu’nun anılarında dile getirdiği gibi çok zor koşullar altında gerçekleşir. Ali Hâdi Bara ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri anıt bağlamında yaptığı diğer çalışmalar Zonguldak Atatürk Anıtı (1941-1946), Anıtkabir kabartmalarından Dumlupınar (1951-1953), Muş’taki Atatürk Anıtı (1963-1965) ve Büyükada’daki Atatürk Anıtı (1964-1965) olur.
1936 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne atanmasıyla, İstanbul serüveni yeniden başlar. Sabahattin Eyüboğlu’nun da Ankara’da bulunduğu bir dönemde, hocalık göreviyle bir süre de başkentte çalışır. 1950’de atandığı Akademi’deki Heykel Bölümü hocalığı onun son durağı olur.

http://www.sanalmuze.org/images/zah25.jpg

(Muş Atatürk heykeli )


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:23.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.