Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Sürrealizm (http://www.tualim.net/surrealizm/)
-   -   Frida Kahlo (http://www.tualim.net/surrealizm/879-frida-kahlo.html)

Tualim 07.04.09 02:15

Frida Kahlo
 
Frida Kahlo

Meksikalı ressam Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon, 1907’de Coyoacon’da, Macar yahudisi Wilhelm Kahlo ve İspanyol asıllı Matilde Calderon Gonzales’inhttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg dört kızından üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Şimdiki Londra ve Allende sokaklarının kesiştiği yerde. “Mavi Ev”de. Yaramaz bir çocuktu, hayal gücü zengin ve akıllı bir çocuk.

7 Temmuz 1910’da doğdum diyecekti Frida.http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg “Meksika devrimiyle birlikte doğdum”... Yaşamı boyunca bedeninde ve ruhunda taşıdığı isyan ateşinin harladığı yılda ve Emiliano Zapata’nın güney Meksika’yı ayaklandırmasından kısa zaman önce, 1910’da doğdu Frida. O devrimin kızıydı...


Henüz 5 yaşında bir kız http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgçocuğuyken babasıyla çıktığı bir gezinti sırasında ayağı ağaç köklerine takıldı ve büyük bir acıyla yere düştü Frida. Bu olaydan sonra geçirdiği çocuk felcinin ardından ona kalan; hafif topallayan çelimsiz bir bacaktıhttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg. O günlerini “Chapultec’teki düşüşümle, daha sonraları yaşadıklarım arasında ne tür bir bağlantı kurulabilir, bilmiyorum. Ama kesin olan birşey varsa, o da acının bedenime ilk kez o gün girmiş olduğudur” sözleriyle hatırlıyordu Frida.

Genç kızlık çağındaki Frida babasının kendisine olan güveni sayesinde kızlarla erkeklerin bir arada okuduğu ve dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık Okulu’na kayıt oldu. Okul dönemin kültürel ve politik havasına çok yakınlaştırmış ve sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlara yönlendirmişti Frida’yı. Okul arkadaşlarının bir http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgçoğu da ileride Meksika düşün yaşamının önemli isimleri olarak anılacaklardı. Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda, Alfonso Villa...

İncecik, boylu boslu ve alımlı bir kızdı artık. Hafif aksayan yürüyüşü ve ortopedik botları canını sıkmıyordu. Yaşamın başka anlamlarını keşfediyordu. Anarşist bir edebiyat grubuna dahil oldu. Büyük bir açlıkla merak etti, sordu, okudu, öğrendi... Sıcak ailesinden uzaklaşmaya ve güçlü kişiliğini oluşturmaya bu yıllarda başladı... Ta ki o dönemki aşkı Alejandro Gomez ile birlikte bindiği otobüsten şemsiyesini unuttuğu için inip başka bir otobüse binene kadar...

Bindikleri otobüs kaza yaptığında Frida 19 yaşındaydı. Kaza sonrasında, doktorunun koyduğu teşhise göre; üçüncühttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg ve dördüncü omurga kemikleri kırılmış, kalça kemiğinde üç, sağ ayağında on bir kırık, sol dirseğinde çıkık meydana gelmiş, sol kalçasından giren ve cinsel organından çıkan demir çubuk; derin yaralara yol http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgaçmıştı. Artık hayatı korseler, hastaneler ve doktorlar arasında geçecek; bu en sonunda sağ bacağının kesilmesine kadar böyle sürüp gidecekti.

Bu süre içinde 32 kez ameliyat edildi. Yaşamının büyük bir bölümünü yatakta geçiren Frida bir süre Amerika’da yaşadı. 1928 yılında Meksika Komünist Partisi’ne katıldı.

Frida ve Diego Rivera

Frida onu ilk http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpggördüğünde henüz yeniyetmelik dönemlerindeydi. Ulusal Hazırlık Okulu’nda okuyordu. Kadınlara düşkünlüğü ile tanınan Rivera okula bir duvar resmi yapmak için gelmişti. Frida ise üç saat boyunca bu dev gibi adamın fırçasına bakmış, onu çıt çıkarmadan izlemişti. Ardından arkadaşlarına http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg“Benim Rivera’dan bir çocuğum olacak demişti”... Frida çocuk yapamasa da 1929 yılında 20. yüzyılın kuşkusuz en ünlü ressamlarından biri olan ve Meksikalı Michalangelo olarak andığı Diego Rivera ile evlendi.

“Ve, aslında pek de önem vermeksizin, resim yapmaya başladım”.

Resim yapmaya geçirdiği kazanın izlerini hafifletmek için başlamış, kısa süre sonra yeteneğini herkese kanıtlamıştı. Yaptığı resimleri göstermek için tanıştığı ünlü ressam Diego Rivera ile evlenmesi ise; herkesi şaşırtmıştı.

Pek çok kadının etrafında döndüğü Rivera; çirkin, uzun boylu, şişman bir adamdı. Patlak gözleri, yayvan bir burnu, kalın dudaklarıhttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg ve bozuk dişleri vardı. Her şeyiyle kaba olmasına rağmen, girdiği ortamlarda ışıldıyor, göklere çıkarılıyor, şöhretiyle, düşünceleriyle ve yarattığı polemiklerle her yerde ön plana çıkıyordu.

“Seni o dev boyunla, hep bir karış önünde giden göbeğin, kirli pabuçların, eski ve yamru yumru şapkan ve buruşuk pantolonunla gözümün önünde canlandırıyor ve kimsenin böylesine çirkin şeyleri onca asaletle taşıyamayacağını düşünüyorum”http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg demişti Elena Poniatovska, Diego için. Haklıydı da.

Rusya’da kaldığı süre içinde, Angelina Beloff ile birlikte yaşayan Rivera, asla sadık bir erkek olmadı. Ne başka kadınlarla birlikteyken, ne de Frida ile evlendikten sonra.


Frida Kahlo, sanat yaşamında, eşi ünlü ressam Diego Rivera’nın gerisinde kalmış gibi görünse de, gerçek bunun tam aksi. Diego’dan resim alanında bir şeyler öğrenmekten çok öğrettiği Diego dahil herkesçe kabul http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgediliyor. Kahlo, çeşitli sanat çevreleri tarafından sürrealist ressam olarak tanımlansa da kendisinin buna sıcak baktığı pek söylenemez; hatta sevgilisi Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray’e, gerçeküstücülük hakkında şunları söylediği biliniyor: “Gerçeküstücü olmak ne demek? Eğer eşyaları bulundukları ortamdan çıkarıp başka bir ortama yerleştirmekse; resim zaten tarihi boyunca hep bunu yaptı...http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg Gerçeküstücülerin en önemli sorunu, kendilerini aşırı derecede ciddiye almaları.”

Frida görünüşü ve tavrıyla, bütün dikkatleri üzerine çekmeyi biliyordu. Sevgili listesinin kabarıklığı da bu karşı konmaz çekiciliğe kimlerin kapıldığının göstergesi... Trotsky, Breton, Berggruen, Duchamp, Kandinsky, Muray, Picasso...
Trotsky, sürgün yıllarında, Türkiye ve Fransa da dahil birçok ülkede yaşamış son olarak yani ölümünden birkaç yıl önce, Frida ile Diego’nun davetlisi olarak Meksika’ya yerleşmişti.

Yaptığı resimler hayatını sürdürmesi için gereken kazancı sağlamasa da; Frida’nın ünü dünyanın dört bir yanına ulaşmıştı. Meksiko City, Paris, Philadelphia, San Francisco ve New York’ta sergiler açmış; sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşmıştı. Bu sergiler sonrasında Diego, şunları söyleyecekti: “Frida, benden daha iyi bir ressam ve resim aramızda rekabetin olmadığı bir alan”.

Frida Kahlo’nun 70’e yakın resmi bulunuyor. Bunun büyük bir bölümü de otoportrelerden oluşuyor. Yaşamının büyük bir bölümünühttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg yatakta başının üstünde duran bir aynaya bakarak geçiren biri için normal bulunabilir ama bu portreler hiç de olağan değil. Yalnızım diyordu Frida. Kendimden daha iyi kimseyi tanımıyorum. Belki de bu yüzden kendini çizmeyi yeğliyordu. En iyi tanıdığı yüzü...


Yaşam ve ölüm, bedenin parçalanmışlığı ve aklın bütünlüğü, geleneksel olanla modernlik, gerçek ve beklentiler... Acıyı, umudu, umutsuzluğu ya da direnci anlattı resimlerinde Frida. Kendi gerçekliği ile birlikte Meksika gerçekliğini çizdi. “Elbisem bu askıda asılı” adlı resminde Amerikan kültürünün öğelerini bir çöplük gibi üst üste yığdı. “Kökler” ile Meksika tarihinin derinliklerine işaret etti... Kahlo’http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgnun sanatında genel olarak bedenin hissettikleri anlatılıyor. Bedeninin çektiği acı...

Çocuk felci, kaza, bitmek bilmeyen http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpgameliyatlar, buna rağmen “Hasta Değilim” diyordu. “Sadece paramparçayım, yine de resim yapabildiğim sürece hayatta olmaktan memnunum”. En büyük acıyı resim yapamaz hale geldiğinde yaşadı. Resimlerinde açık bir somutluk ve bunun gerçekliği ölçüsünde direnç... 32 kez kesilip biçilmeye direnmenin de ötesinde bir şeyler....

Frida Kahlo, 13 Temmuz 1954’te,http://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg akciğer ambolisi teşhisiyle son nefesini verdiğinde; arkasında bıraktığı son tablosu; “Yaşasın Yaşam” isimli bir natürmorttu.
Son sözleri ise, günlüğüne yazdığı şu cümleydi:
“Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”

Ünlü Fransız Jean-Paul Gaultierhttp://www.tualim.net/forum/images/nkt.jpg 1998 yılında bir defilesinde Kahlo stilini sergiledi. Bu defile, dünya basınında ve moda camiasında büyük yankı uyandırdı. Ayrıca sanatçının yaşamını konu alan “Frida” adlı film bu yılki Venedik Film Festivalinin açılış filmi olarak gösterildi. Filmde Frida’yı Salma Hayek canlandırıyor. Son günlerde ise ülkemizde sanatçının yaşamını konu alan bir kitap yayınlandı: “Frida Kahlo-Aşk ve Acı”. Gazeteci yazar Raunda Jamis tarafından kaleme alınan eser Everest Yayınlarının Unutulmayan Kadınlar serisinden çıktı.
http://img509.imageshack.us/img509/244/frdapa1.jpg

http://img509.imageshack.us/img509/1317/frda2dl9.jpg

http://img509.imageshack.us/img509/3656/fffkz3.jpg

http://img509.imageshack.us/img509/4545/f1cr1.jpg


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:36.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.