Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Tualim Resim Galerisi > Tarihi Eserler-Tarihi Kentler

Tarihi Eserler-Tarihi Kentler Türkiye ve Dünyadaki Tarihi Eserlerin Tanıtımı,Türkiye ve Dünyadaki Tarihi Şehirler

Efes Antik Kenti

Tarihi Eserler-Tarihi Kentler kategorisinde açılmış olan Efes Antik Kenti konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Efes Antik Kenti
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2832

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20.08.09, 03:20   #1
Kullanıcı Profili
YÖNETİCİ
 
Tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetTualim
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
Standart Efes Antik Kenti

Efes Antik Kenti

İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes Antik Kenti, Küçük Menderes nehrinin sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur. Tarıma elverişli toprakları, Doğu’ya açılan büyük ticaret yolu oluşu, gerek putperestlik gerekse Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük bir kent olarak geçmesini sağlamıştır. İlim ve sanat dünyasında da adını duyurmuş, ünlü kişiler yetiştirmiştir. Bunlar rüya tabircisi Ardemidotus, şair Callinos ve Hipponax, filozof Heraklitos, Ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenodotos, hekim Soranos ve Rufus’tur. Efes Antik Kenti’nin tarihi M.Ö.6000’lere uzanmaktadır ki bunu, son yıllarda Arvalya ve Çukuriçi höyüklerinde ele geçen buluntular ortaya çıkarmıştır.
Ayasuluk Tepesi‘nde yapılan kazılarda burada Erken Tunç Çağından günümüze kadar kesintisiz yerleşmenin varolduğunu göstermiştir. Bu da eski Efes’in Ayasuluk Tepesi‘nde olduğunu, buranın Anadolu kavimleri ve Hititler tarafından iskan edildiğini ispatlamaktadır. Ayrıca Hitit yazılı metinlerinde Apasas olarak geçen kentin bu kent olduğu da kesinleşmiştir. Antik yazarlar Strabon ve Pausinias, tarihçe Herodot, Efes’li şair Callinos gibi antik kaynaklar Efes’in Amazonlar tarafından kurulduğuna ve yerli halkın Karyalılar ve Leleglerden oluştuğuna işaret etmektedirler.
M.Ö.11 yüzyılda Atina Kralı Kodros’un oğlu Androklos, diğer kolonistler gibi Anadolu’ya gelmiş, Efes Antik Kenti civarına yerleşmiştir. Söylenceye göre; Androklos yeni bir şehir kurmak için yol çıkmadan önce kahine danışır. Kahin ona şehri kuracağı yerin bir balık ve yaban domuzu tarafından gösterileceğini söyler. Adamlarıyla birlikte Anadolu kıyılarına adım adan Androklos yakaladıkları balıkları tavada pişirirken, tavadan fırlayan bir balığın sıçrattığı kıvılcımlar çalıları tutuşturur. Çalıların arkasında bulunan bir yaban domuzu alevlerden korkarak kaçmaya başlar. Bunu Andraklos kahinin söylediklerini hatırlar ve atına binerek yaban domuzunu takip eder ve onu öldürür ve yaban domuzunu öldürdüğü yere kentini kurar. Bu söylence Hadriyan Tapınağı’nın frizlerinde betimlenmiştir. Bu kabartmaların orijinalleri ise Efes Müzesi‘nde sergilenmektedir.

Helenler buraya geldiklerinde Anadolu’nun hemen hemen her yerinde olduğu gibi Ana Tanrıça Kybele’yi baş tanrı olarak buldular. Yerli halkla anlaşabilmek için Artemis’i ana tanrıçayla bir tutarak aynı yerde tapınmaya başladılar. Artemis Efes’te Anadolu’nun ana tanrıçası Kybele’nin yerini alarak bereket tanrıçası olmuştur. M.Ö. 625 yılında ilk Artemis tapınağı inşa edilir. M.Ö. 7.yy’da kent Kimmerler’in istilasına uğrar ve Artemis Tapınağı yerle bir edilir. M.Ö. 560’da Lidyalı’lar tarafından Efes ele geçirilir ve kent Artemision çevresine taşınır. Bugün gezilen Efes Büyük İskender’in generallerinden Lysimachos tarafından Bülbül ve Panayır Dağları arasındaki vadide M.Ö. 3.yy da kurulmuştur. Kent Akdeniz’in önemli deniz ticaret merkezlerinden biri olmuştur. M.Ö. 2.yy’da Romalıların egemenliği altına giren Efes hızla gelişmeye başlamış ve Roma İmparatorluğunun Küçük Asya’daki başkenti olarak M.S. 2.yy’la kadar en parlak dönemini yaşamıştır. O dönemde kentin nüfusu 250 bin’e ulaşıyordu.

Yaşanan büyük depremler ve Bizans Döneminde Küçük Menderes’in getirdiği alüvyonlarla dolan limanın büyük bir bataklık oluşturması ve sıtma salgınının baş göstermesi sonucunda kent terk edilir. Efesliler kentin ilk kurulduğu Ayasuluk Tepesi’ne yerleşirler. 1304 yılında Selçuklu’lar tarafından ele geçirilen kent 1426 yılında Osmanlı topraklarına katılır. 1914 Ayasuluk adı Selçuk olarak değiştirilmiştir. 1957 yılında İzmir’in ilçesi olmuştur.

Efes Antik Kenti Yapıları
- Magnesia Kapısı
- Doğu Gymnasiomu
- Odeon
- Devlet Agorası
- Prytaneion (Belediye Sarayı)
- Memmius Anıtı
- Domitian Tapınağı
- Kuretler Caddesi
- Trajan Çeşmesi
- Skolastika Hamamları
- Latrina
- Hadrian Tapınağı
- Yamaç Evler
- Aşk Evi
- Celsus Kütüphanesi
- Mazeus-Mithridates Kapısı
- Ticaret Agorası
- Mermer Cadde
- Tiyatro
- Arkadiane Caddesi
- Tiyatro Gymnasiumu
- Liman Gymnasiumu ve Hamamları
- Çifte Kiliseleri (Konsül Kilisesi)
- Stadyum
- Vedius Gymnasiumu
- Yedi Uyuyanlar
- ST.Jean Kilisesi
- İsa Bey Camii
- Ayasuluk Kalesi













__________________
TUALİM
Tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
antik, efes, kenti


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aizanoi Antik Kenti Renklerin Dansı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 13.08.10 18:45
Machu Picchu Antik Kenti,Dünyanın 7 Harikası Bilgi ve Resimleri Renklerin Dansı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 24.05.10 23:04
Hadim Bolat Beldesi Astra Antik Kenti Gökkuşağı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 18.01.10 18:25
Machu Picchu Antik Kenti Renklerin Dansı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 10.11.09 01:27
Letoon Antik Kenti Mitolojisi Renklerin Dansı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 10.11.09 01:24


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:05.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.