Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Türk Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) (http://www.tualim.net/turk-ressamlarin-biyografisi-hayati/)
-   -   İbrahim Çallı Biyografisi (http://www.tualim.net/turk-ressamlarin-biyografisi-hayati/224-ibrahim-calli-biyografisi.html)

Admin 06.02.09 22:35

İbrahim Çallı Biyografisi
 
İbrahim Çallı Biyografisi


http://img397.imageshack.us/img397/7...10ebf37sf9.jpg

İbrahim Çallı, Türk resim sanatının köşe taşlarından biri. Sanatçı kişiliğinin yanı sıra nüktedanlığı, esprileri, hazırcevaplığıyla eşi benzeri olmayan bir kişilik. Türk resminin yenilikçi sanatçılarının bir çatı altında toplandığı 1914 kuşağına adını veren kişi Türk resim sanatının kendine has kişiliklerinden biri olan İbrahim Çallı, 1882 yılında Denizli'nin Çal kasabasında doğdu. Resim sanatına küçük yaşlardan beri ilgi duyan Çallı'nın yaşamındaki en önemli dönüm noktası, genç yaşında Çal kasabasından çıkıp İstanbul'a gelişiydi. İstanbul'da arzuhalcilikten gazete dağıtıcılığına kadar her türlü işe giren Çallı bir yandan da geceleri mum ışığında resim yapmayı sürdürdü. Ressam Şeker Ahmet Paşa'nın dikkatini çekmeyi başaran Çallı, onun aracılığıyla Sanayi-i Nefise'ye girdi. Sanayi-i Nefise'yi altı yıl yerine üç yılda bitirdi. Öğrenimini tamamlamak üzere Paris Güzel Sanatlar Okulu'na gönderildi. Paris dönüşünde Sanayi-i Nefise'nin öğretim kadrosundaydı artık. 1914-1947 yılları arasında sürdürdüğü hocalığı boyunca Şeref Akdik, Saim Özeren, Elif Naci, Mahmut Cuda gibi kendisinden sonraki sanatçı kuşağının yetişmesinde etkili oldu.


Sanat ve özgür düşünce


Sanatta yenilik arayışlarının öncüsüydü Çallı. Portre, peyzaj, natürmort ve 'nü'lerinde döneminin kalıplarını yıkan bir tavır sergiledi.


Bir öğretici olarak atılımcı kişiliğini öğrencilerine aşılamaya çalıştı. Sanatın ancak özgür düşünceyle gelişebileceğine duyduğu inançla yaklaştı onlara. Öğrencilerinden Cemal Tollu, Çallı'yı şöyle anlatıyor: "Çallı'yı diğerlerinden ayıran ve onun büyüklüğünü yapan bence; ne getirdiği yeniliklerde ne talebelerine öğrettiği teknik ve estetik bilgilerdir. O, talebelerine sonsuz bir sanat aşkı aşılamak kudreti göstermek suretiyle kuvvetli bir neslin yetişmesine imkan vermiştir."


Akademi'den emekliye ayrıldıktan sonra da öğrencileriyle birlikte olmayı sürdürdü, evinin kapısını genç yeteneklere açtı. Sanatçı kimliğinin özgür ortamlarda gelişeceğine inanan Çallı, kendi atölyesinde bu ortamı yeşertmeye gayret etti ömrü boyunca.


Söyleşilerinden birinde sanatın 'insan malı' olduğunu vurgulayarak, "İsterim ki vatandaş resmi sevsin. bu iş para ile pulla değildir. İlhamı cemiyet sipariş eder, sanatkar da yaratır" diyordu.


İbrahim Çallı'yı 22 Mayıs 1960'ta, geçirdiği mide kanaması sonucu yitirdik. Vasiyeti, kişiliğinin güleç, esprili yönünü yansıtıyordu yine de:


"Ağlayan sızlayan insandan bana ne hayır gelir? Benim arkamdan gülün, eğlenin, neşe ile beni yad edin."







İbrahim Çallı Resimleri/Eserleri/Tabloları

Tualim 02.08.11 18:00

İbrahim Çallı (1882-1960)

İbrahim Çallı, 13 Temmuz 1882 yılında, günümüzde Denizli ye, o dönemlerde ise İzmir e bağlı olan Çal kasabasında dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini de burada tamamlamıştır. Resimle ilk tanışması bir Rum kundura tamircisinin dükkânındaki Köroğlu-Ayvaz resimleriyle olmuştur. Bu resimlerden etkilenen ilkokul öğrencisi Çallı, evlerinin beyaz badanalı duvarlarına kara kalemle Köroğlu-Ayvaz resimleri yapmaya başlamış, bu davranış henüz resim sanatına yabancı olan ev halkının tepkilerine neden olmuştur. Çallı nın resme olan tutkusu kendisiyle birlikte büyüyecektir. Rüştiye yi Çal da tamamlamış, sonra da İzmir Mülki İdadisi ni bitirmiştir.

Çallı 1 Kasım 1914 tarihinde Sanayi-i Nefise Mektebi Resim Bölümü nde yağlıboya atölyesi hocası olarak göreve başlamıştır. 21 Eylül 1915 tarihinde de Hikmet Onat ın desen atölyesinin başına getirilmesiyle birlikte okulda yepyeni bir dönem başlamıştır. İbrahim Çallı derslerde resim sanatını sevmenin ne demek olduğundan bahsederken, Hikmet Onat öğrencilere doğruyu görmek ve sağlam desen çizmenin inceliklerini öğretiyordu.

İbrahim Çallı 1950 den itibaren emekliye ayrıldıktan sonra, özellikle portre türü çalışmalarına ağırlık vermiştir. Aydın bir sanatçı olarak tüm hayatı süresince içinde yaşadığı toplumdan kesitler sunan Türk resminin büyük ustası, 22 Mayıs 1960 tarihinde yaşamını yitirmiştir.

İbrahim Çallı, Osman Hamdi Bey gibi bazı portrelerini fotoğraftan çalışırken, başta Atatürk ve İnönü portreleri olmak üzere, yakından tanıdığı, dostluk kurduğu kişileri ve aile bireylerinin portrelerini modele bağlı kalarak çalışmayı tercih etmiştir. Bu Çallı nın doğacı tutumundan ve akademik disipline olan saygısından ve bağlılığından kaynaklanmaktadır. Çallı nın resimlerinde, izlenimci estetiğin genel-geçer ilkelerine uyum söz konusu olmakla beraber, bu uyumun sonuna kadar sürdürülmesi söz konusu değildir. Örneğin izlenimciler, konunun “saygın olmasına, akademik anlamdaki “doğru çizime ve bilimsel perspektife fazla önem vermedikleri halde, Çallı da klasik disiplinden gelme özellikler olarak bu noktaların geri plana itilmediği gözlemlenmektedir. Dengeli kompozisyon kuralı için de aynı şey söylenebilse de, akademik ressamların yöntemleriyle çelişen atak fırça vuruşlarıyla, deseni ya da konstrüksiyonu kapatıcı renk lekeleriyle, o ressamların bilgiç tavrını üslenmediği görülür. Özellikle İstanbul peyzajlarında ya da bazı natürmortlarında neredeyse bir eskiz çabukluğunda yapılmış izlenimi veren renk tuşları, resmin yüzeyini kapatır. Burada izlenimlerin sıcaklığı, kesin saptama yöntemlerinin önüne geçmektedir. Nesnenin görünümü ile onu çevreleyen atmosfer arasındaki titreşimler, nesneyi belirleyici çizgileri aşmaktadır. Çallı nın bu türdeki resimleri kısa sürede ve herhangi bir güçlükle karşılaşmaksızın, kendine özgü bir rahatlık içinde oluşturulduğu izlenimi verirken, çalıştığı konuya hâkimiyetini de ortaya koymaktadır.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:51.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.