Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Türk Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) (http://www.tualim.net/turk-ressamlarin-biyografisi-hayati/)
-   -   Eşref Üren Biyografisi (http://www.tualim.net/turk-ressamlarin-biyografisi-hayati/63-esref-uren-biyografisi.html)

Admin 06.02.09 01:13

Eşref Üren Biyografisi
 
Eşref Üren Biyografisi

Eşref Üren



İstanbul 1897 doğumlu olan Eşref Üren, Bursa Ziraat Mektebi'ni bitirdikten sonra Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girdi ve burada önce İbrahim Çallı'nın daha sonra da Hikmet Onat'ın öğrencisi oldu. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra Paris'e giderek Andre Lhote atölyesinde çalıştı. Paris'ten döndükten sonra Erzurum ve Sivas'ta resim öğretmenliği yaptı. 1940'lı yıllardan sonra Ankara'ya yerleşti. Ankara'da Cebeci ve Kurtuluş semtlerinin resimlerini çizdi. Türkiye'de ve yurtdışında birçok kişisel sergi açtı ve ödüller kazandı.


Genellikle açık hava ressamı olarak tanınan Eşref Üren, birçok yayınlarda çıkan yazılarıyla ve halkla kurduğu iletişim sayesinde sanat konuları üzerinde düşünmeye özendirme çabalarında bulundu. 1960'lı yıllar sonunda "lirik soyutlamalar" içeren çalışmalara yönelmesine rağmen, yaşamı boyunca "doğa sanatçısı" olarak tanınmıştır. Duygulu, şiirsel peyzaj resminin ustaları arasında görülen ressam, esnek, yumuşak ve uyumlu çizgi ve renk uygulayıcısıdır. Eşref Üren 1984 yılında Ankara'da ölmüştür.


Eşref Üren Resimleri - Eşref Üren Eserleri

Tualim 02.08.11 00:31

Eşref Üren

Eşref Üren (1897-1984)

1897 yılında İstanbul da doğan Eşref Üren, Bursa Ziraat Mektebi'ni bitirdikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmiş ve akademide önce İbrahim Çallı, sonra Hikmet Onat atölyelerindeki derslere katılmıştır. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra bir süre Paris'te Andre Lhote ve Othon Griesz'in atölyelerinde resim çalışmalarına devam etmiştir. Paris dönüşünde Erzurum ve Sivas'ta resim öğretmenliği yapmıştır. 1934-1944 yılları arasında Cumhuriyet Halk Partisi nin yurt gezileri programı çerçevesinde Doğu Anadolu da görev almıştır. 1939 yılında D Grubu na katılmıştır. 1940'lı yıllardan sonra Ankara'ya yerleşerek Cebeci ve Kurtuluş semtlerinin resimlerini çizmiştir. 1955 te lise öğretmenliğinden emekli olduktan sonra Ankara Maarif Koleji nde resim dersleri vermeyi sürdürmüştür. 1964 teki Devlet Resim ve Heykel Yarışması nda birincilik ödülü kazanan Eşref Üren e, 1981 de Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir.
Yapıtları Venedik Bienali nde, Paris te UNESCO da, San Francisco ve Atina da sergilenen Üren, Paris te kaldığı yıllarda Cezanne ın yapımcı eğiliminden etkilenmiştir. Portre ve natürmort alanında çalışmaları olsa da, daha çok kent dokusunu yansıttığı manzara resimleriyle tanınmıştır. Eşref Üren, Türkiye'de ve yurt dışında birçok kişisel sergi açmış ve ödüller kazanmıştır.
Genellikle açık hava ressamı olarak tanınan Eşref Üren, çeşitli yayınlarda çıkan yazıları ve halkla kurduğu güçlü iletişim sayesinde sanat konuları üzerinde düşünmeye özendirme çabalarında bulundu. 1960'lı yılların sonunda "lirik soyutlamalar" içeren çalışmalara yönelmesine rağmen, yaşamı boyunca "doğa sanatçısı" olarak tanınmıştır. Duygulu, şiirsel peyzaj resminin ustaları arasında görülen ressam; esnek, yumuşak ve uyumlu çizgi ve renk uygulayıcısıdır.
1984 yılında kaybettiğimiz Eşref Üren'in en tanınmış eserleri arasında Ankara'da Kış, Gençlik Parkı,Beynam Ormanları, Karadeniz Kadınları ve Paris sayılabilir.


Renklerin Dansı 04.11.11 21:32

Eşref Üren Biyografisi - Eşref Üren Hayatı - Eşref Üren Resimleri
 
Eşref Üren Biyografisi - Eşref Üren Hayatı - Eşref Üren Resimleri


Eşref Üren (d. 1897 Nişantaşı İstanbul ö. 1984 Ankara) Türk ressam, yazar

İlk ve orta öğrenimini İstanbul ve Bursa'da tamamladı. Bir süre Galatasaray Lisesi'ne devam etti. Ailesinin Bursa'ya taşınmasıyla Galatasaray Lisesi'ni bırakarak Bursa Tarım Okulu'na kayıt yaptırdı.
I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Yedek Teğmen olarak askere alındı. Bir yıl sonra terhis oldu. Bursa'ya döndü.

Ressam olmaya Bursa'da İbrahim Çallı'nın Yeşil Türbe peyzajını yaptığı bir anda karar verdi. Bu anı Şöyle aktarır: "Birinci Umumi Harb"ten Mülazim-i Sani (Yedek Teğmen) olarak terhis edildim. Bursa'ya annemin yanına geldim. O günlerde edebiyata heves etmiştim. Bir şeyler yazmıyordum ama, üç dört edebiyat dergisi okuyordum. Akşam üzeri de canım sıkılınca bir gezinti yeri vardı Bursa'da oraya gidip hava alıyordum. Bir gün yine gittim baktım bir kalabalık var. Bir adam oturmuş resim yapıyor. Yırtık çorapları papucundan çıkmış. İyice yaklaştım. Yeşil Türbe'ye doğru oturmuş peyzaj çalışıyordu. Resme baktım Yeşil Türbe'den daha güzeldi. Orada ressam olmaya karar verdim. Sabaha kadar sağımdan soluma dönüp durdum. Sabah kalktım anneme:
-Ben İstanbul'a gidiyorum. Dedim. -Ne yapacaksın? Dedi. -Sanayi-i Nefise'ye gideceğim. Dedim.
Sanayi-i Nefise'ye "Yaşı Büyük" diye alınmayan Eşref Üren, 1919'dan 1922'ye kadar "Misafir Öğrenci"" olarak devam etti. Okulda Hikmet Onat ve ibrahim Çallı'nın öğrencisi oldu ise de, okuldaki eğitimi "Tekdüze" bularak, ayrıldı Feyhaman Duran, İbrahim Çallı ve Muazzez Bey'den özel resim dersleri aldı. 1925 yılında yeniden Sanayi-i Nefise'ye dönerek asil öğrenci olarak kaydoldu. Atölye hocası İbrahim Çallı'nın "Olmuyor Eşref olmuyor" sözleri O'nu her nekadar üzdü ise de, daha çok çalışması gerektiği yönünde de hırslandırdı. Daha sonraları aynı hocası "Eşref'in şu peyzajı Mozart kadar duygulu" sözleri ile "Onure" ettiği anlar da oldu.
1928'de kendisini geliştirmek üzere Paris'e gitti. André Lhote Atölyesi'nde çalıştı. Paris Modern Sanat Müzesi'nde İzlenimci ve Sembolist'lerin yapıtlarını inceleme ve gözleme olanağı buldu.
1929 yılında yurda döndü. 1930-1938 yılları arasında Erzurum ve Sivas Öğretmen Okullarında resim öğretmeni olarak çalıştı. 1938'de eşi ile birlikte tekrar gittiği Paris'ten dönüşünde Ankara Atatürk Lisesi'ne atandı.
D Grubu'nun Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki sergisine katıldı ve gruba üye olup, grupla ilgili yazılar yazdı. Halkevleri'nin düzenlediği "Yurt Gezileri"'ne katıldı. 1940 yılında Yozgat'a 1943'te ise Ağrı'ya gitti. Yurt Gezileri'nde yaptığı eserleri ile sergilere katıldı.
1955 yılında devlet memurluğundan emekli oldu ama, 1956'dan 1968 yılına kadar Ankara Marif Kolej'inde ve Ankara Atatürk Lisesinde resim öğretmenliğini sürdüren Eşref Üren, aynı zamanda 1932 yılında Milliyet Gazetesi'inde başladığı yazılarını dönemin çeşitli yayın organlarında 1984 yılına devam ettirdi.
Eşref Üren İzlenimci olduğu ile ilgili yorumlara; "Benimle izlenimciler arasındaki bağ;yalnızca uyum, yani renklerin birbirlerini kabul etmesi ve uyuşması yönündedir. Kısaca yakınlık varsayılır. Fakat bu beni bir "İzlenimci" yapmak için yeterli değildir. Havada perspektif ve güneş ile işiğin ele alınışı beni başka bir yere koyar ve beni bana yaklaştırır" sözleri ile açıklık getirir.


Eşref Üren 1984 yılında ardında yüzlerce eser bırakarak yaşama gözlerini yumar.

Ödülleri
1942 4. Devlet Resim Heykel Sergisi Üçüncülük Ödülü
1945 7. Devlet Resim Heykel Sergisi İkincilik Ödülü
1964 25. Devlet Resim Heykel Sergisi Birincilik Ödülü


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:37.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.