Rıdvan Canım Şiirleri
             
             
            
        
 
   
        
        
            
            Demedim Mi?  
 
Ne sen geldin 
ne de kokunu getirdi rüzgârlar 
kurur elbet birgün aşk adına tutunduğun dallar 
yemyeşil yapraklar bile sararır birgün 
demedim mi? 
 
Seni bir masalda buldum ben 
kendi göğünde kanat açarken yapayalnız 
kaç git buralardan, durma uç git, 
aşkın Kaf dağında bir Anka ol, masallarda kal sen 
demedim mi? 
 
Med ve cezri görmüş müydün yüreğimde 
hani gözlerinin ay gibi dağlardan doğduğu gece 
ölürsem bu gece öleyim dizlerinde dediğin hani 
işte o gece 
hatırlar mısın bilmem 
her yanımda alabildiğine sen olmazsan eğer 
gurbetin bu tenha kıyılarında 
yokluğun gezinir birgün 
demedim mi? 
 
Sevdim seni boynu tasmalı köleler gibi, 
sevdim ve 
melamet yağmurları yağdı üstüme böylece 
karlı bir kış gününde 
ellerin değil 
alev alev ateşti avuçlarıma bıraktığın, 
demedim mi sana yakmaz bu ateş beni diye 
aşkın onulmaz ateşlerinde sınanmış bir semenderim ben 
demedim mi? 
 
Demedim mi bütün güzel şiirler sanadır diye 
kutsanmış bütün sözler 
yaşanmamış bütün zamanlar senindir 
ve senindir baştanbaşa yanmış bu yürek 
şimdengeri parsel parsel yap ve sat 
demedim mi? 
 
Ey sevdâmın kar çiçeği, 
ey iki gözü iki çeşme Züleyhâ 
say ki Yusufum ben 
tutmazsan eğer elimden 
aşkın en sığ sularında boğulur giderim ben 
demedim mi ? 
ya da hüznün kapkara çiçeklerini, 
sonra hasreti ve sensizliği bir gül gibi takıp yakama 
bir derviş gibi ömrümce beklerim seni 
demedim mi? 
 
Ey ömrümün taze gülü 
ey gözleri öksüz bir çocuk 
gözlerime bakıp bakıp dalmasaydı gözlerin 
kızıl bir alev gibi girmeseydin kanıma 
ak bir güvercin olup uçmasaydın elimden 
bir âh ile yakardım o güzellik sarayını 
demedim mi ? 
 
Demedim mi sana güvenme gözlerine bu kadar diye 
yakar bu sevdâ ateşi 
ikimizi de kül eder 
bu hasretlik 
bu ayrılık 
söndürmez bu ateşi sonra denizler bile 
demedim mi ? 
 
Koklamak ellerini güneşin her doğuşunda 
gülleri koklar gibi 
bir sevda türküsünü birlikte söylemek sonra 
her sabah bir gül bırakmak toprağa yüreğimizden 
bir de ıslanmak bu şehrin yağmurlarında 
ve sırılsıklam ıslanmak sevgiden 
bırakmamak ellerimizi, kopmadıkça kıyamet 
hiç bırakmamak, andımız ve ahdimiz olsun 
demedim mi ? 
 
Ağlama, aya bakıp ağlama öyle ne olur 
ağlamak bize yakışmaz 
say ki hiç görmedik birbirimizi 
say ki hiç tanışmadık 
bakıştık belki de bir gecenin en koyu karanlığında 
say ki hiç görmedin beni sen 
görmedim seni ben 
demedim mi ? 
 
Demedim mi sana 
sakın kimse el sürmesin saçlarına diye 
düşmesin gözlerine bir yabânî bakış 
demedim mi ? 
sen Leylâyı bilmezsin, Mecnunu tanımazsın sen 
kimdir Şirin, nerede şimdi Ferhâd bilemezsin 
ey sevgili - ey sevdâmın meçhul kelebeği 
ben sana 
aşkın bir adı da ayrılıktır 
demedim mi ? 
 
Ayrılığın acısını yaşadım senin gözlerinde ben 
geçip giden zamanı bir de 
unuttum sonra sana hazırlıksız yakalandığımı 
nisan yağmuru gibi geldiğini ansızın 
zamansız gelen, apansız gider birgün 
demedim mi? 
demedim mi sana ben 
giremem senin girdiğin sokaklara - giremem 
gittiğin yerlere gelemem ben 
demedim mi? 
bil ki suya yazılmıştır bizim aşkımız 
silinir gider birgün 
demedim mi ? 
 
Ey benim kederlerimin soylu annesi 
ey sevgili 
ben sana demedim mi 
ayrılıktır şimdi üstümüze lapa lapa yağan, kar değil diye 
buğulu gibi gözlerin, soğuk soğuk ellerin 
esmerim, gece gözlüm, 
ben seninle ağlamış seninle gülmüşüm 
baksana bana 
tel tel olmuş dağılmışım 
yapayalnız kalmışım bir gecenin ortasında 
sensiz 
şimdi sen, can çekişen kuşlar gibi uzaklarda 
çok uzaklarda sen - ben, her gün her gece 
korku ve hasret çiçekleri açan alabildiğine içinde 
bir ayrılık türküsü kalmış dilinde 
elinde gayr-i menkul bir yürek 
beklerim gelmediğin yollarda, beklerim 
demedim mi ? 
 
“Bahçemde açan gül değil, 
ayrılık yarasına çektiğim bir kızıl tüldür bunlar 
sen, sönmüş bir volkandan şiir mi beklersin hâlâ 
yakıp geçtiğin bir yürekten geriye kalan 
bir yığın küldür bunlar” 
demedim mi ? 
ey şimdi uzaklarda açan sevdâ çiçeğim 
demedim mi sana 
“bin bahar açsan da yaban ellerde 
yaprağını dökeceğin son bahçe yine benim” 
demedim mi? 
söyle ey hüznümün ince gülü 
bütün bunları ben sana demedim mi? 
demedim mi ? 
 
Rıdvan Canım
         
        
 
   
        
        
        
        
        
        
        
        
     |