Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Tualim Resim Galerisi > Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı )

Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) Yabancı Ressamların Biyografisi,Yabancı Ressamları Hayatı,Yabancı Ressamların Yaşam Hikayeleri...

Henri Matisse Biyografisi

Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) kategorisinde açılmış olan Henri Matisse Biyografisi konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Henri Matisse Biyografisi
Konudaki Cevap Sayısı
2
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2789

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07.02.09, 18:22   #1
Kullanıcı Profili
Administrator
 
Admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetAdmin
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 4
Mesajlar: 422
Konular: 414
Arrow Henri Matisse Biyografisi

Henri Matisse Biyografisi


HENRI MATISSE


Stil - Fauvismus


(31 Aralık, 1869 – 3 Kasım, 1954) 20 yüzyılın en önemli ressamlarından biridir. Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.
Matisse 1869 yılının son gününde kuzey Fransa’da dünyaya gelmiştir. 1887- 1888’de Paris’de bir süre hukuk eğitimi alan Matisse, ertesi yıl Saint Quentin’de bir avukatın yanında asistanlık yapmaya başlamıştır. Aynı zamanda, sabah erken saatlerde Ecole Quentin de la Tour’da çizim kurslarına devam eder.


Ancak 1890 yılında geçirdiği apandisit ameliyatının ardından büyük ölçüde yatakta geçen bir dönem yaşamıştır ve Matisse için bu süreçte resim uğraşı giderek bir tutku haline dönüşmüştür
Böylece, 1891 yılında hukuk alanındaki kariyerine son vererek tamamıyla resme yönelmiş ve Paris’e giderek Academie Julian’da William Bourgereau’nun sınıfına kaydolmuştur. Aynı zamanda kısa bir süre sonra, Ecole des Arts Decoratifs’e yazılmış, 1895 yılında sınavı kazanarak resmen Moureau’nun öğrencisi olmuştur.
Matisse bu dönemde, kendisi gibi ressam olan komşusu Emile Wery ile birlikte Fransa’nın Brötanya bölgesini ziyaret etmiştir. Daha önce Gauguin gibi öncü sanatçılara esin kaynağı olan Brötanya’dan dönüşünde Matisse, saf prizmatik renklere ilgi duymaya başlamıştır. 1897 yılında, Musee du Luxembourg’da izlenimcileri keşfetmesi de onun sanat hayatı açısından önemli bir dönüm noktasıdır.
1898 yılında, kendisine dört yıl önce bir kız çocuğu vermiş olan Amelie Parayre ile evlenen Matisse, Pissarro’nun tavsiyesi üzerine balayında Turner’ın resimlerini görmek üzere Londra’ya gitmiştir. Paris’e döndükten sonra ilkbahar ve yaz aylarını geçirmek üzere Korsika’ya gitmiş ve burada Akdeniz ışığı, renklerine yeni bir parlaklık kazandırmıştır. Akdeniz’in yüzyıllardır sanatçılara esin kaynağı olan tılsımlı ışığı, Matisse için de sanatına yön veren önemli bir kaynak olmuştur.
1900- 1904 yılları arasındaki dönemde, Cezanne’ın Mattisse üzerinde kesin bir etkisi vardır. Matisse, bu sırada sergilere de katılmaktadır; 1903’de Salon d’Autumn’a (Sonbahar Salonu) resim verdikten sonra 1904 yılında Vollard’ın galerisinde ilk kişisel sergisini gerçekleştirmiştir. Cezanne, Van Gogh, Picasso ve daha birçok modern sanatın öncüsü sayılan sanatçıya henüz tanınmadan sahip çıkan Vollard’ın galerisinde sergi açmak, en azından kısıtlı fakat öncü bir sanat ortamının ilgisini uyandırmış olmalıdır.
Matisse 1905 yılı yazını Derain ve bir süre Vlamick’le birlikte Akdeniz kıyısında bir balıkçı kasabası olan Collioure’da geçirmiştir. Akdeniz, hayatı boyunca Matisse için sanatına güç veren bir çekim merkezi olmuştur. Derain, Vlaminck ve Marquet ile birlikte, 1905 Paris Sonbahar Salonu’na katılmıştır. Bu sanatçı grubunun birbirine paralellik gösteren çalışmaları, şiddetli bir halk tepkisinin oluşmasına kaynaklık etmiştir ve eleştirmen Louis Vauxcelles bir yazısında onları sınırsız renk kullanmaları nedeniyle Fauves (Vahşiler) olarak isimlendirmiştir. Fovistler, resimlerinde rengi temel unsur olarak kullanıyor ve saf rengin ifade gücünden yararlanmayı amaçlıyorlardı. Eleştirilerin hedefinde Matisse ve özellikle de onun Şapkalı Kadın adlı resmi yer almıştır. Halkın ve tutucu sanat çevrelerinin tepkisini çeken bu resim, dönemin avant- garde sanatına ilgi duyan Stein’lar (Michael) tarafından satın alınmıştır.
Matisse’in en sabırlı modeli olan karısı Bayan Matisse, onun bir diğer erken tarihli baş yapıtına da konu olmuştur ve 1905 yılında tamamlanan Bayan Matisse:Yeşil Çizgi saf, yalın renkli düzlemlerle kurgulanmış kompozisyonuyla, sanatçının üslup eğilimini ortaya koymaktadır. Bu resimden kısa bir süre sonra Yaşama Sevinci adlı büyük boyutlu yağlıboya çalışmayı gerçekleştirmiştir. Belirgin dış çizgilerle sınırlanmış nesne ve figürler, saf renklerle tanımlanmıştır. Matisse’in sanatının ana izleği, resimleri aracılığıyla yaşama sevincini yansıtmaktır ve bu doğrultuda renk, ışık ve resmin konusundan yararlanmayı amaçlamaktadır. Yaşama Sevinci, 1906 yılında Salon des Indepentants’da sergilenmiş ve yine tepkileri üzerine çekmiştir. Signac bile onun yanlış yönde ilerlediği görüşündedir. Buna karşılık, resmi modern zamanların baş yapıtı olarak nitelendiren Leo Stein satın almıştır.
1906 yılında Matisse tekrar Akdeniz’in çağrısına cevap vermiş ve Cezayir’e giderek Biskra Vahası’nı ziyaret etmiştir. Buradan resimlerinde faydalanacağı seramikler, kıyafetler ve diğer yöresel nesnelerle dönmüştür. İslam ve doğu sanatı onun üzerinde belirgin bir etkiye sahip olmuştur.
Matisse sadece seramiklere değil, doğu halılarına da ilgi duymuştur. Doğu halılarındaki dekoratif unsurlar, saf renkler, soyut biçimler ve düzeyler önem taşımaktaydı. Matisse’in resimlerindeki iki boyutluluk ve dekoratif unsurların artan önemi Gauguin’in 19. yüzyıl sonunda ortaya koyduğu tavrın bir devamı niteliğine sahiptir. 1908 yılında yaptığı Kırmızı Uyum onun doğu sanatına ve dekoratif unsurlara verdiği önemin bir sonucudur. Resimde masa örtüsü ve duvarın kırmızı renkte olması ve mavi kıvrımlı motiflerin hem masada hem de duvar yüzeyinde tekrar etmesi, resim yüzeyinin iki boyutluluğunu vurgulamaktadır. Sanatçı 1907-1909 yılları arasında ders verdiği bir resim okulu da açmış fakat daha sonra sanat çalışmalarına yoğunlaşabilmek amacıyla burasını kapatmıştır. 1909 yılında, Moskovalı bir iş adamı olan ve Matisse’in resimlerini toplayan Shchukin ona resim sipariş etmiştir. Matisse’in Rus koleksiyoner için yaptığı Dans ve Müzik adlı büyük boyutlu çalışmalar; saf renk kullanımı, belirgin dış çizgilerle sınırlanmış figürleri ve yaşama sevincini yansıtan temalarıyla Matisse’in baş yapıtları arasında yer almışlardır.
Dans’ta elele tutuşmuş daire şeklinde dans eden figür grubu ilginç bir şekilde Ambroggio Lorenzetti’nin Siena’da Palazzo Pubblico’nun duvarlarında yer alan iyi yönetim freskindeki dans eden figürleri anımsatmaktadır. Matisse, 1907 yılında bu şehri ziyaret ettiğinde Lorenzetti’nin büyük boyutlu freskini görmüş ve dans eden figürleri dikkatle incelemiş olmalıdır. Müzik ise herbiri izleyiciye dönük düz mavi-yeşil bir fon üzerindeki beş adet kırmızı figürden oluşmuş oldukça sade bir kompozisyondur. Figürlerin dizilişleri belirgin bir biçimde notaların dizilişlerini andırmaktadır. Her iki resim de 1910 Sonbahar Salonu’nda sergilenmiştir.
1908 yılında Berlin’e giderek burada Alman dışavurumcuların çalışmalarını görme olanağını bulan Matisse, 1910 yılında bu kez Marquet ile birlikte Münih’i ziyaret etmiş ve İslam Sergisi’ni gezmiştir. Sergide özellikle halılardan etkilenmiştir. 1911 tarihli Ressamın Ailesi, bu etkilenmenin boyutlarını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Sanatçının karısı, kızı ve iki oğlu; kanepelerin, duvar kağıdının ve hepsinden önemlisi yerdeki halının dekoratif kalabalığı içerisinde adeta kaybolmaktadırlar. Aynı yıl yaptığı Kırmızı Stüdyo, ise, tek bir kırmızının iki boyuta indirgediği bir mekana yerleştirilmiş ve sadece konturlarıyla tanımlanmış nesnelerden oluşmaktadır.
1911 ve 1912 kış aylarını Fas’da geçiren Matisse, bu coğrafyanın ve iklimin etkisiyle daha canlı ve ışıklı renkler kullanmaya başlamıştır. Ancak 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi sanatında yepyeni bir evreyi gündeme getirmiştir. Resimlerinde biçimler giderek soyutlaşırken renkler koyulaşmaya ve siyah gölgeler artmaya başlamıştır. 1914 tarihli Notre-Dame Görünümü ve Collioure’da Fransız Penceresi bu dönemin baş yapıtları olarak gösterilebilir.
Matisse, savaşın ardından zamanının büyük bölümünü Nice şehrinde geçirmeye başlamıştır. 1918/19 tarihli Viyolin Kutulu İç Mekan onun yeniden canlanan renk ve ışık ilgisini yansıtmaktadır. Bu dönemde ayrıca, dekoratif yönü ağır basan bir dizi Odalık resmi gerçekleştirmiştir.
1930’lu yıllar ile birlikte resimlerinde biçimler iyice yalınlaşmaya ve dekoratif unsurlar önem kazanmaya başlamıştır. 1931-33 yıllarında gerçekleştirdiği ve üç parçadan oluşan büyük Dans frizi bunun en somut örneğidir. Dans’la birlikte 1935 tarihli Pembe Nü ve 1939 tarihli Müzik onun yinelenen temalarının farklı ele alınışlarıdır.
1940’lı yıllar İkinci Dünya Savaşı’na ve onu giderek yatağa bağımlı hale getiren hastalığına rağmen yoğun bir şekilde üretmeye devam ettiği bir dönem olmuştur. Jazz adlı kitap için 1947 yılında gerçekleştirdiği, kesilmiş kağıt üzerine guvaş tekniğindeki çalışmalar Matisse’in yerleşmiş sanat anlayışının farklı bir sunumunu oluşturmaktadır.İkarus bu çalışmalardan belki de en tanınmış olanıdır. Bu dönemde ve oldukça ilerlemiş yaşında gerçekleştirdiği çalışmalarından birisi de 1943 yılından beri yaşamakta olduğu Vence’deki Rosarie Şapeli için yaptığı tasarımlardır. Kesilmiş renkli kağıtlarla hazırladığı taslaklar şapelin vitrayları olarak uygulanmışlardır. Ayrıca beyaz seramik yüzeyler üzerine siyah çizgilerle gerçekleştirdiği büyük ölçekler Meryem ve Çocuk İsa, Aziz Dominik ve Kutsal haçla ilgili desenler yer almaktadır. Matisse hayatının son dönemlerinde kesilmiş renkli kağıtlarla gerçekleştirdiği çalışmalara yoğunlaşmıştır. İlerleyen yaşı ve onu neredeyse yatağa bağlayan hastalıklar eserlerini bu farklı teknikte uygulamasına neden olmuş gözükmektedir. 1952 tarihli Mavi Nü bu eserlerden en tanınmış olanıdır.
__________________
Admin
Admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 07.02.09, 18:25   #2
Kullanıcı Profili
Administrator
 
Admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetAdmin
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 4
Mesajlar: 422
Konular: 414
Post Henri Matisse Hayatı

Henri Matisse Hayatı

Henri Matisse
(31 Aralık 1869 – 3 Kasım 1954)
20. yüzyılın en önemli ressamlarından.
Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.
Matisse 1869 yılının son gününde kuzey Fransa’da dünyaya geldi. 1887 - 1888’de Paris’te hukuk eğitimi alan Matisse, ertesi yıl Saint Quentin’de bir avukatın yanında asistanlık yapmaya başladı. Aynı zamanda, sabah erken saatlerde École Quentin de la Tour’da çizim kurslarına devam etti. Ancak 1890 yılında geçirdiği apandisit ameliyatının ardından büyük ölçüde yatakta geçen bir dönem yaşadı ve bu sırada resim uğraşı giderek bir tutku haline dönüştü.
Böylece, 1891 yılında hukuk alanındaki kariyerine son vererek tamamıyla resme yöneldi ve Paris’e giderek Academie Julian’da William Bourgereau’nun sınıfına kaydoldu. Aynı zamanda kısa bir süre sonra, École des Arts Décoratifs’e yazıldı, 1895 yılında sınavı kazanarak resmen Moureau’nun öğrencisi oldu.
Matisse bu dönemde, kendisi gibi ressam olan komşusu Emile Wery ile birlikte Fransa’nın Brötanya bölgesini ziyaret etti. Daha önce Gauguin gibi öncü sanatçılara esin kaynağı olan Brötanya’dan dönüşünde Matisse, saf prizmatik renklere ilgi duymaya başladı. 1897 yılında, Musée du Luxembourg’da izlenimcileri keşfetmesi de onun sanat hayatı açısından önemli bir dönüm noktası oldu.
1898 yılında, kendisine dört yıl önce bir kız çocuğu vermiş olan Amelie Parayre ile evlenen Matisse, Camille Pissarro’nun tavsiyesi üzerine balayında Turner’ın resimlerini görmek üzere Londra’ya gitti. Paris’e döndükten sonra ilkbahar ve yaz aylarını geçirmek üzere Korsika’ya geçti ve burada Akdeniz ışığı, renklerine yeni bir parlaklık kazandırdı.
1900 - 1904 yılları arasındaki dönemde, Cezanne’ın Mattisse üzerinde kesin bir etkisi vardır. Matisse, bu sırada sergilere de katılmaktaydı; 1903’de Salon d’Automne’a (Sonbahar Salonu) resim verdikten sonra 1904 yılında Vollard’ın galerisinde ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi. Cezanne, Van Gogh, Picasso ve modern sanatın öncüsü sayılan daha birçok sanatçıya henüz tanınmadan sahip çıkan Vollard’ın galerisinde sergi açmak, en azından kısıtlı fakat öncü bir sanat ortamının ilgisini uyandırmış olmalıdır.
Matisse 1905 yılı yazını Derain ve bir süre Vlamick’le birlikte Akdeniz kıyısında bir balıkçı kasabası olan Collioure’da geçirdi. Akdeniz, hayatı boyunca Matisse için sanatına güç veren bir çekim merkezi oldu. Derain, Vlaminck ve Marquet ile birlikte, 1905 Paris Sonbahar Salonu sergisine katıldı. Bu sanatçı grubunun birbirine paralellik gösteren çalışmaları, şiddetli bir halk tepkisinin oluşmasına neden oldu ve eleştirmen Louis Vauxcelles bir yazısında onları pervasız renk seçimleri nedeniyle Fauves (Vahşiler) olarak niteledi. Bu tanımı kabul ederek kendilerine Fovist diyen sanatçılar, resimlerinde rengi temel unsur olarak kullanıyor ve saf rengin ifade gücünden yararlanmayı amaçlıyordu. Eleştirilerin hedefinde Matisse ve özellikle de onun Şapkalı Kadın adlı resmi yer aldı. Halkın ve tutucu sanat çevrelerinin tepkisini çeken bu resim, dönemin avangart sanatına ilgi duyan Stein’lar (Michael) tarafından satın alındı.
Matisse’in en sabırlı modeli olan karısı Bayan Matisse, onun bir diğer erken dönem başyapıtına da konu oldu. 1905 yılında tamamlanan Bayan Matisse:Yeşil Çizgi saf, yalın renkli düzlemlerle kurgulanmış kompozisyonuyla, sanatçının üslup eğilimini ortaya koymaktadır. Bu resimden kısa bir süre sonra Yaşama Sevinci adlı büyük boyutlu yağlıboya çalışmayı gerçekleştirdi. Bu resimde, belirgin kontürlerle sınırlanmış nesne ve figürler, saf renklerle tanımlanmıştır. Matisse’in sanatının ana izleği, resimleri aracılığıyla yaşama sevincini yansıtmaktır ve bu doğrultuda renk, ışık ve resmin konusundan yararlanmayı amaçlar. Yaşama Sevinci, 1906 yılında Salon des Indépentants’da sergilendi ve yine tepkileri üzerine çekti. Paul Signac bile onun yanlış yönde ilerlediği görüşündedir. Buna karşılık Leo Stein, resmi modern zamanların baş yapıtı olarak nitelendirerek satın aldı.
1906 yılında Matisse tekrar Akdeniz’in çağrısına cevap verdi ve Cezayir’e giderek Biskra Vahası’nı ziyaret etti. Buradan resimlerinde faydalanacağı çiniler, kıyafetler ve diğer yöresel nesnelerle döndü. İslam ve doğu sanatı onun üzerinde belirgin bir etkiye sahip oldu.
Matisse sadece çinilere değil, doğu halılarına da ilgi duymuştur. Doğu halılarındaki dekoratif unsurlar, saf renkler, soyut biçimler ve düzeyler önem taşımaktaydı. Matisse’in resimlerindeki iki boyutluluk ve dekoratif unsurların artan önemi Gauguin’in 19. yüzyıl sonunda ortaya koyduğu tavrın bir devamı niteliğindeydi. 1908 yılında yaptığı Kırmızıdaki Uyum onun doğu sanatına ve dekoratif unsurlara verdiği önemin bir sonucudur. Resimde masa örtüsü ve duvarın kırmızı renkte olması ve mavi kıvrımlı motiflerin hem masada hem de duvar yüzeyinde tekrar etmesi, resim yüzeyinin iki boyutluluğunu vurgular. Sanatçı 1907-1909 yılları arasında ders verdiği bir resim okulu da açtı fakat daha sonra sanat çalışmalarına yoğunlaşabilmek amacıyla bunu kapattı. 1909 yılında, Moskovalı bir iş adamı olan ve Matisse’in resimlerini toplayan Shchukin ona resim sipariş etmiştir. Matisse’in Rus koleksiyoner için yaptığı Dans ve Müzik adlı büyük boyutlu çalışmalar; saf renk kullanımı, belirgin dış çizgilerle sınırlanmış figürleri ve yaşama sevincini yansıtan temalarıyla Matisse’in baş yapıtları arasında yer aldılar.
Dans’ta elele tutuşmuş daire şeklinde dans eden figür grubu ilginç bir şekilde Ambroggio Lorenzetti’nin Siena’da Palazzo Pubblico’nun duvarlarında yer alan iyi yönetim freskindeki dans eden figürleri anımsatır. Matisse, 1907 yılında bu şehri ziyaret ettiğinde Lorenzetti’nin büyük boyutlu freskini görmüş ve dans eden figürleri dikkatle incelemiş olmalıdır. Müzik ise herbiri izleyiciye dönük düz mavi-yeşil bir fon üzerindeki beş adet kırmızı figürden oluşmuş oldukça sade bir kompozisyondur. Figürlerin dizilişleri belirgin bir biçimde notaların dizilişlerini andırır. Her iki resim de 1910'da Sonbahar Salonu’nda sergilendi.
1908 yılında Berlin’e giderek burada Alman dışavurumcuların çalışmalarını görme olanağını bulan Matisse, 1910 yılında bu kez Marquet ile birlikte Münih’i ziyaret etti ve İslam Sergisi’ni gezdi. Sergide özellikle halılardan etkilendi. 1911 tarihli Ressamın Ailesi, bu etkilenmenin boyutlarını açık bir şekilde ortaya koyar. Resimde sanatçının karısı, kızı ve iki oğlu; kanepelerin, duvar kağıdının ve hepsinden önemlisi yerdeki halının dekoratif kalabalığı içerisinde adeta kaybolmaktadır. Aynı yıl yaptığı Kırmızı Stüdyo ise, tek bir kırmızının iki boyuta indirgediği bir mekana yerleştirilmiş ve sadece kontürleriyle tanımlanmış nesnelerden oluşmaktadır.
1911 ve 1912 kış aylarını Fas’da geçiren Matisse, bu coğrafyanın ve iklimin etkisiyle daha canlı ve ışıklı renkler kullanmaya başladı. Ancak 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi sanatında yepyeni bir evreyi gündeme getirdi. Resimlerinde biçimler giderek soyutlaşırken renkler koyulaşmaya ve siyah gölgeler artmaya başladı. 1914 tarihli Notre-Dame Görünümü ve Collioure’da Fransız Penceresi bu dönemin başyapıtları olarak gösterilir.
Matisse, savaşın ardından zamanının büyük bölümünü Nice şehrinde geçirmeye başladı. 1918/19 tarihli Keman Kutulu İç Mekan onun yeniden canlanan renk ve ışık ilgisini yansıtır. Bu dönemde ayrıca, dekoratif yönü ağır basan bir dizi Odalık resmi gerçekleştirmiştir.
1930’lu yıllar ile birlikte resimlerinde biçimler iyice yalınlaşmaya ve dekoratif unsurlar önem kazanmaya başladı. 1931-33 yıllarında gerçekleştirdiği ve üç parçadan oluşan büyük Dans frizi bunun en somut örneğidir. Dans’la birlikte 1935 tarihli Pembe Nü ve 1939 tarihli Müzik onun yinelenen temalarının farklı ele alınışlarıdır.
1940’lı yıllar İkinci Dünya Savaşı’na ve onu giderek yatağa bağımlı hale getiren hastalığına rağmen yoğun bir şekilde üretmeye devam ettiği bir dönem oldu. Jazz adlı kitap için 1947 yılında gerçekleştirdiği, kesilmiş kağıt üzerine guaj tekniğindeki çalışmalar Matisse’in yerleşmiş sanat anlayışının farklı bir sunumunu oluşturur. İkarus bu çalışmalardan belki de en tanınmış olanıdır. İlerlemiş yaşlarında gerçekleştirdiği çalışmalarından biri de 1943 yılından beri yaşamakta olduğu Vence’deki Rosarie Şapeli için yaptığı tasarımlardır. Kesilmiş renkli kağıtlarla hazırladığı taslaklar şapelin vitrayları olarak uygulanmıştır. Ayrıca beyaz seramik yüzeyler üzerine siyah çizgilerle gerçekleştirdiği büyük ölçekler Meryem ve Çocuk İsa, Aziz Dominik ve Kutsal haçla ilgili desenler yer alır. Matisse hayatının son dönemlerinde kesilmiş renkli kağıtlarla gerçekleştirdiği çalışmalara yoğunlaştı. İlerleyen yaşı ve onu neredeyse yatağa bağlayan hastalıklar eserlerini bu farklı teknikte uygulamasına neden olmuş olabilir. 1952 tarihli Mavi Nü bu eserlerden en tanınmış olanıdır.
__________________
Admin
Admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.11, 23:07   #3
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetGökkuşağı
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Oct 2009
Yaş: 42
Üye No: 375
Mesajlar: 1.918
Konular: 1568
Bulunduğu yer: Ankara
Arrow Henri Matisse Biyografisi - Henri Matisse Kimdir - Henri Matisse Hayatı

Henri Matisse Biyografisi - Henri Matisse Kimdir - Henri Matisse Hayatı

Henri Matisse (D. 31 Aralık 1869 – Ö. 3 Kasım 1954) 20. yüzyılın en önemli ressamlarından. Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.



Henri Matisse 1933
__________________


Gökkuşağı
Gökkuşağı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
biyografisi, henri, henri matisse, henri matisse biyografi, henri matisse biyografisi, henri matisse hakkında genel bilgi, henri matisse hayatı, henri matisse kimdir, henri matisse özgeçmişi, henri matisse yaşamı, matisse, ressam henri matisse


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Henri Rousseau Biyografisi Admin Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) 1 08.11.11 01:08
Henri Matisse Eserleri - Henri Matisse Tabloları - Henri Matisse Resimleri Gökkuşağı Yabancı Ressamların Eserleri 2 04.11.11 23:47
Henri Fantin Latour Biyografisi - Henri Fantin Latour Kimdir - Henri Fantin Latour Gökkuşağı Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) 0 27.10.11 15:28
Henri Edmond Cross Biyografisi Admin Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) 0 07.02.09 18:21
Henri de Tolouse Biyografisi Admin Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) 0 07.02.09 18:16


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:07.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.