Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19.04.09, 23:49   #2
Kullanıcı Profili
Tualim
YÖNETİCİ
 
Tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetTualim
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
Standart

KARAKOÇ, Fevzi (1947, Çankırı)

Türk özgün baskı sanatçısı ve ressam.

Özellikle figürü temel aldığı ÖZGÜN BASKI’larıyla tanınır.

Sanat eğitimini 1968-72 arasında İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda yapmış, mezun olduktan sonra aynı kuruma asistan olarak girmiş, 1979’da Salzburg Yaz Akademisi’nde çalışmış, 1983’te de yeterlik derecesi almıştır. 1970’lerden başlayarak özellikle OYMABASKI (gravür) ve TAŞ BASKI alanında yoğun bir üretim içinde olan sanatçı temelde güçlü bir desen anlayışına dayanan ve siyah-beyaz tonlamalarına ağırlık veren figür çalışmaları gerçekleştirmiş, bunlarda çizgi ve düzene büyük önem verilmiştir.

Osmanlı minyatürlerinden esinlenerek yapıtlarında at ve atlı figürlerine yer veren sanatçı, renk lekelerini, bu imgenin ritmik kurgusunu destekleyecek biçimde kullanmıştır. Karakoç, 1981 ve 1983’te Devlet Resim Heykel sergilerinde Başarı Ödülü’nü almıştır.

KAYAALP, Fethi (1923, Ezine, Çanakkale)

Türk ressam ve özgün baskı sanatçısı.

Yöresel anlayışın egemen olduğu yapıtlarıyla tanınır.

1940-47 arasında İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Nurullah BERK, Sabri BERKEL, Zeki KOCAMEMİ ve Cemal TOLLU’yle birlikte çalışmıştır. Öğrencilik yıllarında bir yandan da LEVY’den OYMABASKI tekniğini öğrenmiştir.

Sanatçı, çağdaş Türk resminin canlı bir yönünü oluşturan yöresel anlayışla ve araştırıcı bir tavırla oymabaskı ve taş baskılar yapmıştır. Teknik ustalığı ve sağlam bir çizim anlayışıyla değişik oymabaskı tekniklerini ortak bir resim anlayışında birleştiren sanatçının yapıtlarında güçlü bir doğa ve insan sevgisi gözlenir. Metal baskılarında geometrik bir yalınlıkla yöre yaşamından edindiği izlenimleri ortaya koymuştur. 1960’ların ikinci yarısından sonra çalışmalarında soyut ve yarı soyut biçimlere ağırlık vermiştir.

Sanatçı, 1981’de emekli olduktan sonra özel atölyesinde resim onarım çalışmalarına yönelmiştir.

ASLIER, Mustafa (1926, Kırcaali, Bul.)

Türk özgün baskı sanatçısı.

OYMABASKI sanatını Türkiye’deki önemli temsilcilerindendir.

Balıkesir Necati Bey İlk öğretmen Okulu’nda öğrenim gördüğü sıralarda resim hocası Sırrı Özbay’ın yakın ilgisi sonucu resme yönelmiş, ilk grafik oymabaskı çalışmalarını bu yıllarda gerçekleştirmiştir. 1946-49 arasında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümü’nde Refik EPİKMAN, Malik AKSEL ve Şinasi BARUTÇU’nun öğrencisi olmuştur. Tek baskı (monotip) ve linol baskı üzerinde de bu yıllarda yoğunlaşmış, 1949’da Rasim Erseven’in yardımıyla ilk taş baskılarını yapmış, Matbaa Meslek Lisesi’ne grafik resim öğretmeni olarak atandıktan sonra da metal oymabaskı çalışmalarına başlamıştır.

Sanatçı geleneksel Türk folklorunun zengin görünümlerinden etkilenerek yöresel konulara yönelmiş, kırsal insanın duruş, oturuş ve hareketlerini dramatik bir görünüm içinde, simgesel ve stilize bir yalınlıkla vermiştir. Doğayla insanın kaynaşmasını simgeleten bu kompozisyonlarda folklorik malzeme, resimsel değerler ve estetik özellikler içinde sunulmuştur.

BERGER, Aliye (1903, İstanbul-1974, İstanbul)

Türk oymabaskı sanatçısı.

Dışavurumcu anlayiştaki OYMABASKI’lariyla taninir.

Şakir Paşa’nin kizi, Sadrazam Cevat Paşa’nin yegeni, yazar ve düşünür Cevat Şakir Kabaagaçli (Halikarnas Balikçisi) ve ressam Fahrelnissa ZEID’in kardeşi, FÜREYA ve Nejat DEVRIM’in de teyzesidir.

1924’te Türkiye’de bulunan Macar virtüöz ve pedagog Karl Berger’den ders almış, 1935-39 arasında Berlin ve Paris’te Fahrelnissa Zeid’in yanında kalmış, 1947’de evlendiği Karl Berger’in aynı yıl ölmesiyle gittiği Londra’da oymabaskı üerine ilk çalışmalarını yapmıştır. Üç yıl süreyle John-Bucland Wrigh’ın atölyesinde önce heykel sonra da oymabaskı tekniği üzerinde yoğunlaşan sanatçı 1951’de Türkiye’ye dönerek ilk kişisel sergisini açmıştır.

Oymabaskı tekniğinde genellikle siyah-beyazın ara tonlarından da yararlanan sanatçı, kasap kağıdı, zımpara kağıdı ve tülbent gibi daha önce kullanılmış mazlemeleri de deneyerek bunların dokularından yararlanmıştır.

Yapıtlarında konu olarak insanı, ilk bakışta önemli gibi görünmeyen günlük yaşamın alışılmış biçimlerini, İstanbul’un çeşitli köşelerinden görüntüleri ele almış ve bunları kimi zaman gerçek, kimi zaman da fantastik görünümler içinde, kendine özgü lirik bir Dışavurumcu anlayışıyla yansıtmıştır.
__________________
TUALİM
Tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla