Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09.06.09, 15:52   #2
Kullanıcı Profili
Tualim
YÖNETİCİ
 
Tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetTualim
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
Standart

d — Resimde altın oranın uygulanışı
l — Burada önce bir altın oran dikdörtgeni vermek istiyoruz. Bu dikdörtgenin iki boyutunun birbirine oranı 1000/618'dir. İçerdeki dört kalın doğru, asıl altın oran doğrulandır, ince ve düz doğrular ise, altın oran huzmelerini (demetlerini) göstermeğe yaramaktadırlar. Gerek altın oran noktalarının gerek altın oran doğru ve eğrilerinin nasıl kullanıldığına dair altı uygulamamızı, bundan sonraki bölümde, çizmiş olduğumuz basit desenlerle tatbiki olarak göstermeğe çalışacağız.
2 — Altın orandan yararlanarak yapmış olduğumuz altı adet desen denememizi görüyorsunuz. Altın oran noktaları desen çerçeve¬lerinin kenarlarına altışar adet ola¬rak işaretlenmiştir. Bu noktalardan ortadaki ikisi, bütün bir kenarı böl¬mektedir. Bu iki noktanın sağında ve solunda kalan parçaları da diğer ikişer nokta bölüyor. Bu şekilde bütün çerçevedeki altın oran noktalan yirmi dördü buluyor. Yalnız hemen hatırlatalım burada kullanılan çerçevelerin boyutları altın orana uygun değildir. Yani dikdörtgenler 1000/618'lik orana uymazlar. Bu çerçeveler, diğer önemli bir dikdörtgenin boyutlarına uygun olarak yapılmışlardır. Bu dikdörtgenin adı da altın kapıdır. Boyutlarının birbirine oram kök ikiye göre bulunmuştur. Yani 1.414'-tür. Daha doğrusu, dörtgenin dikey doğrusu bir ise, yatay doğrusu 1.414'-tür. Ya da dikey doğrusu 1000 milimetre ise, yatay doğrusu 1414 milimetredir. Ne var ki dikdörtgenlerin kenarları bölünürken altın oran ile (1000/618) bölünmüşlerdir.
Altı desenimize bakacak olursanız; sol üstten birinci desen, bir cami ile ışıklı ve gölgeli ağaçlan göstermektedir. Bu desende altın oran noktalarından sol kenarda iki; yukarda, minarede bir; sağda bir ve alt kenarda üç dört kadar olmak üzere, yaklaşık olarak sekiz noktadan yararlanıl¬mıştır. Sağ üstten birinci desen denizli bir peyzajdır. Burada da, yukarda minarede ve bulutta, aşağıda rıhtımın ucunda, aşağıda yelkenlinin direğin¬de ve rıhtımda altın noktalardan yararlanılmıştır.
Sağdan üstten ikinci desen, kentte uzayıp giden bir sokağı göstermektedir. Burada altın oran noktalarından yararlanılan yerler açık olarak seçilmektedir.
Altta solda kırları gösteren desen ile yine en altta ve sağdaki natürmort da altın orandan yararlanılarak yapılan iki çalışmadır.
3 — Genel olarak dikkat edilecek olursa, altın oranın basitçe nasıl uygulanacağını göstermek üzere yapmış olduğumuz altı denemede de, çerçevelere işaretlemiş olduğumuz bütün altın noktaların kullanılmamış olduğu sezilecektir.
Eğer bu yolu seçmemiş olsa idik, denemelerimize koymayı düşündüğümüz içtenlik tamamen yok olurdu. Aslında resmin bütün doğru ya da biçimleri için altın oran noktalarının kullanılması, içtenlik ve coşkuyu gölgeleyebilir. En azından yaratmayı sınırlar. O halde altın oran noktalarından yararlanırken aşırılığa kaçmamak gerekecektir. Bu takdirde altın oran yöntemi resme güç kazandıracağı gibi, kompozisyonda da kolaylık ve sağlamlık sağlayacaktır. Herhangi bir formu nereye koymamız gerekeceğini düşünürken ya da herhangi bir doğ¬ruyu çizmekte, yürütmekte, belirtmekte tereddüde düştüğümüz zamanlarda bize yardımcı olacaktır.
4 — Çerçevelere tekrar bakacak olursak, resimlerin kenarlarını altı yerden bölen altın noktaların simetrik oldukları görülecektir. Noktalar hem sağlı sollu hem yukarılı aşağılı simetriktirler. Ancak dikkat edilecek olursa, bu yazı için yapılmış altı basit desen denemesinde simetriden kaçınılmıştır. Bu da bildiğiniz gibi bir estetik kuraldır. Simetri (daha doğru¬su symmetria değil de alelade simetri) gözü oyalayamamakta, resimden bıkıp kaçan göz de, sanat zevki alabilmemize yardımcı olamamaktadır.
5 — Özellikle rönesanstan başlayarak altın oranın resim sanatında geniş bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Bu uygulamalar için kaleme alın¬mış sanat kitapları bir hayli zengindir. Bunların bazılarının adlarını kita¬bımızın sonuna koymuş bulunuyoruz. Burada bu uygulamalardan genişçe söz etmeğe yerimiz yeterli olmadığından yalnız birkaç eski ve yeni örnek vermekle yetineceğiz.

İlk olarak Venedikli ressamların en ünlüsü, vebadan öldüğü zaman doksan dokuz yaşında olduğu sanılan Tiziano Vecelli'nin (1477-1576) "Meryem'in mabede takdimi" adlı eserini ele alacağız Desen üzerine koyu olarak çizilmiş analiz diyagramını Funck-Hellet'in ilk kitabından kopya ettik. Oradaki uzun açıklamaların ufak bir kısmını burada tekrar edeceğiz. Aynı tablonun diyagramlı diğer bir açıklamasını Charles Bouleau'nun kitabında da bulmak mümkün.
Vermiş olduğumuz desende ilk olarak, tablonun oranlarının oturdu¬ğu boyutlar gözümüze çarpmakta¬dır. Tablo esas itibariyle ADGL dikdörtgenine yapılmıştır. Bu dikdörtgen, ortadaki BCHK karesi ile birbirine eşit ABKL ve CDGH dikdört¬genlerinin yanyana gelmesiyle oluş¬muştur. Bu iki dikdörtgende BC kenarı AL kenarına eşit olduğundan p itin oran dikdörtgenleridir. Resim¬de altın orandan yararlanılan yerlerin kolayca anlaşılması için, bü¬yük ve küçük M harfleriyle göster¬diğimiz altın oran, resmin üst, alt ve yan kenarlarında görülmektedir. Üzerine resim yapılmış olan ADGL dörtgeninin önemli noktaları kesik çizgili doğrularla birleştirilmiştir. E yatay doğrusu dörtgenin tam ortasından geçmektedir. Soldaki dörtgende N sivri piramidinin ucu hem KL'nin ortasında hem AH'nin üzerindedir. Bu piramit insan başlarına kadar bizim kesik doğrularımızı takip etmek¬tedir. Bu piramidin iki doğrusu, KL doğrusunu altın oranla bölmektedir. Bu bölüm üzerine ayrıca diğer bir şekil de konmuş bulunmaktadır. N noktasının tam simetrisinde P noktası bulunmakta, buradaki din adamının biçimi de birinci piramidi hatırlatmaktadır. Meryem'in çıkmakta olduğu merdiven KD doğrusuna paraleldir. Resmin sağ tarafındaki F noktası GD kenarım altın sayı ile bölmektedir. Burada resmin sağ dışındaki dikeyler¬den, soldan birinci oran dikeyinde görüleceği gibi FG doğrusunu, H ve P dikey doğrularıyla biçimlenmiş olan alt geçidin kapısının üstünde bulunan kesme taşların üst kenarından geçen yatay doğru, altın oranla bölmekte¬dir. F noktasının da altın oran noktası olduğunu söylemiştik. Sağdaki dış oran dikeylerinin en sağındakine bakacak olursak burada E noktasıyla ikiye bölünen DG dikeyinin DE bölümünün de altın oranla bölündüğünü ve bu bölümün P noktasından ve onun da N noktasından geçtiğini görü¬rüz. EG bölümünü bölen altın oran ise merdivenlerin bir ara platformunu meydana getirmektedir. E yatay doğrusu da merdivenlerin üst platfor¬munu oluşturmuştur. Açıklamaları burada sona erdiriyoruz. Ancak kitap¬taki analizlerin ve diyagramların bizim burada göstermiş olduğumuzdan çok fazla olduğunu da hatırlatmamız gerekir.
Eskilerden ikinci örnek olarak Leonardo da Vinci'nin "Meryem'in ha¬berdar edilişi" tablosundan kopya ettiğimiz bir deseni verdik. Altın oranlar çerçeve üzerinde açık olarak görülüyor.
Tarafımızdan çizilmiş bir desenini gördüğünüz Hobbema'nın (1638-1709) "Middelharnis yolu" adlı tablosu, boyutları kare kökü olan bir dikdörtgene yapılmıştır. Bu kırsal resimde sıcak ve soğuk renk¬lerdeki uyum, ağaçlı yolda "X" kompozisyon şemasının güzel bir biçimde uygulanmış olması, alt kenardaki kesik çizgili doğruya işaret etmiş oldu¬ğumuz A ve B altın oran noktalarından yararlanıştaki ustalık, resmin her yerinde dalgalanan mutluluk ve yaşama sevinci bizi harika bir peyzaja götürmektedir. Londra'daki National Gallery'yi gezerken elimde bulundur¬duğum, sekiz yüzden fazla reprodüksiyonlu müze katalogundaki bu tablo¬nun sayfasına, böyle bir tek peyzaj bir sanatçıya yeter, diye yazmışım. Bilmem içinizde bu düşünceme katılacaklar çıkacak mı?
Modern resimden ilk örnek Georges Seurat'ya (1859-1891) ait. Çizmiş olduğumuz desendeki altın oran noktaları çerçeve kenarında gö¬rünmektedir.
Şimdi de yeni ve modern ikinci bir örnek üzerinde duralım Desenini ve analiz diyagramını üst üste kopya ettiğimiz örneği Charles Bouleau'nun kitabından aldık. Bu resim Jacques Villon'a (1875-1963) aittir. Yalnız hemen ilâve edelim, sözü edilen kitapta Villon'un ince¬lenen resmi bundan ibaret değildir, daha başka resimleri de var. Bizim buraya koyduğumuz resmin adı "L'Oiseau empaille" (Sersem kuş ya da Saman doldurulmuş kuş) tur. Villon: "Emin bir yöntem olduğundan, neti¬ceye varabilmek için ilk emniyet basamağı olan altın oranı uyguluyorum" diyor. Resmini, gördüğünüz gibi ADGL dikdörtgenine yerleştirmiştir. Bu dörtgenin kenarları B, C, E, F, H, K, N, P altın noktalarıyla bölünmüş, sonra da resmin köşeleriyle bu sekiz nokta birer doğru ile birbirine bir¬leştirilmiştir. Biz bu doğruları kesik ve koyu renkli çizgilerle gösterdik. Resmin konusu olan kuş; koyu ve açık lekeler, renk uyumu gözetilerek tuvale konmuştur.
Resim bize, statik dikdörtgenlerle ve mozaik yöntemiyle kurulmuş gibi görünmesine rağmen, köşeleri birleştiren doğrulardan da yararlandığı için, az da olsa içerde bir hareket seziyoruz.

Halbuki aynı kitapta yer alan Piet Mondrian'ın "Broadway Boogie-Woogie" adlı, New York'un Modern Sanat Müzesindeki resmi tamamıyla dikey ve yatay altın oran doğrularına göre kompoze edilmiştir. Resim, (S. 88) tek renkli bir düzey üzerine dikey ve yatay olarak konmuş ve genişlikleri birbirine eşit bantların üzerine serpilmiş renk kareleriyle diğer bazı daha büyük renkli dikdörtgenlerden ibarettir. Bu resim, Villon'un resmine göre çok statik, durgun bir resimdir. Resim baştan başa he¬saba dayanmakta olduğundan heyecan ve coşku aramak beyhudedir. Ancak bu resme, dinamizmden yoksun, diyebilmemize rağmen; lekeler, renk uyu¬mu ve kompozisyon bakımlarından dengesiz demeğe de imkân yoktur, sa¬nırım.
Altın oranın bir de günümüzdeki zanaatlarda kullanılmasından söz ederek misâlleri bitirelim. Türkiye'de pahalı mal satmakla ünlü bazı mücevhercilerde bulunan, dünyanın en kaliteli Patek Philippe markalı İs¬viçre saatlerinin değerini meraklılar bilir. National Geographic adlı Ame¬rikan dergisinin aralık 1976 sayısında, bu saatlere ait bir sayfalık renkli reklam var. Burada resimleri bulunan saatlerin maviye boyanmış altın kadran elipslerinin Akropolis'teki Partenon yapılırken yararlanılmış olan altın orana göre düzenlenmiş olduğu yazılı. Reklamın esas unsurunu teşkil ettiğinden, açıklamalardan başka bir de, elipsin altın orana göre nasıl yapıldığına dair, sanat kitaplarında rastladığımız, analiz diyagramı konmuş bulunuyor. Pahalı bir reklam ve tabiî olarak temiz bir anlatım.
6 - Konuya geniş bir açıdan bakacak olursak: Altın oran bir doğruyu ikiye bölmektedir, diyebiliriz. Bu iki parça eşit değildir. Ne var ki birbirinin yanında durabilecek en uyumlu iki parçadır. Bu yöntem¬le göze en güzel görünebilecek iki parçayı yan yana koymuş oluruz, bir rahatsızlık ya da huzursuzluk söz konusu olmaz. Güzel sözcüğünün "göz" sözcüğünden türediğini de unutmamalıyız.
Ya heyecanlarımızı ya da kızgınlıklarımızı anlatmak istiyorsak güzele ne gerek var? denebilir. Resimle söylemek isteyeceğimiz heyecan ya da kızgınlıklarımızı, gözümüzü rahatsız etmeyecek olan birkaç altın oranla kesilmiş çizgi, ört bas etmez, susturamaz. Altın sayıların görevleri, heye¬canları durdurmak, süt liman bir hava yaratmak değildir. Yani, resimde uyumlu parçalar elde etmek başkadır, resim ile bir şey anlatmak başka. Altın oranlarla hem sükûnet hem de hareket ve heyecan, coşku söylene¬bilir, anlatılabilir. Bizim heyecanlarımızı, kızgınlıklarımızı, başkaldırmala¬rımızı anlatacak unsurlar; koşuşan, patlayan, fışkıran biçimlerdir; bilgisiz şekilde resme gelişi güzel ve âşıkane konan eğri ve doğrular değil.


KAYNAKLAR



1. Adnan Turani, “Sanat Terimleri Sözlüğü”.


2. Adnan Turani, “Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü”.


3. Ana Britannica.


4. Büyük Sözlük, Arkın Kitapevi.


5. Büyük Larousse.


6. Doğan Hasol, “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”.


7. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi.


8. Metin Sözen, Uğur Tanyeli, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü.


9. Saadettin Çağlarca, Perspektif Resim Işık Gölge Çizimi.


10. Şeref Bigalı, “Resim Sanatı.
Tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla