– S – 
Sandıkkâr: Eski devirde Karagözcünün ikinci yardımcısıdır. Karagöz 
tasvirlerinden, oyun takımlarının bulunduğu sandıktan sorumluydu. 
Sekban: Karagöz oyunu tiplerinden biridir. Yeniçeri Ocağına mensup eski 
devir askerlerindendir. 
Semai: Göstermelik, Karagöz perdesinden kalktıktan sonra Hacıvatın perdeye 
gelirken söylediği şarkı formudur. 
Sipar: Ortaoyununda âşık ya da genç adam tipi. 
13 
Sipsi: Karagöz, Külhanbey ve Matiz tipleri tarafından kullanılan argo bir 
kelimedir. Tütün ve sigara manasına gelir. 
Skapino: Commedia dell’Arte türünün uşak tiplerinden biri; bol dökümlü 
giysisi, sivri uçlu bir kaması vardır. 
Skaramuçiyo: Commedia dell’Arte türünün asker tiplerinden biri. Kendini 
öven, korkak, yalancı, sarhoş bir tiptir. 
Sogetto: Commedia dell’Arte oyununun taslağına verilen ilk ad. 
Sopalama: Commedia dell’Arte’den alınma, harketli, komik sahneleri olan, 
kaçıp kovalamacalar, sopa vurmalar ve dayak atmalarla gelişen sahneler ya da 
geçişler. Türk kukla; Karagöz ve Tulûat oyunlarında da “sopalamalara” rastlarız. 
Soyguncu: Ortaoyunu ve seyirlik oyunlarda çengileri soyup giydiren kadınlar. 
Söyleşme: Ortaoyununun birinci bölümü. Kavuklu ile Pişekâr arasında geçen 
konuşma. 
Su oyunları: Şehzade düğünlerinde ve önemli günlerde Osmanlı Sultanlarınca 
hazırlanan eğlencelerde büyük çaptaki su oyunları. Su üstünde savaş, canavarla 
boğuşma gibi sahneler yer alırdı. 
Sûretbaz: Eski Türklerde Kukla oynatıcısı. 
Susamcı: Karagöz oyununda bir tiptir. Eski devirlerde hamamlarda susam 
helvası satan bir zenci kadındır. 
 
 
 
– Ş – 
Şakşak: Pişekâr’ın elinde bulunan çatal tahta; şakşak diye ses verir. Pastav. 
Commedia dell’Arte’de komik uşaklar da kullanılır. 
Şamamiko: Ustaların Karagöz tipi için kullandıkları argo söz. 
Şano: Tulûat tiyatrosunda sahne. 
Şebbaz: Karagöz oyununu oynatan usta. Hayalbâz, sûretbaz, hayalî. 
Şem’a: Karagöz oyununda perdedeki tasvirleri iyi gösterebilmek için perdenin 
arkasında yakılan ışıktır. Bu ışık eskiden bir çanak zeytin yağının ortasında yakılan bir 
fitilden temin edilirdi. Isınan zeytinyağını soğutmak için tabağın içine zincir sarkıtılır, 
belli bir süre sonra bu işlem tekrar edilirdi. Büyük İstanbul yangınlarının bir kısmının 
Karagöz şem’asından çıktığı bilinmektedir. Karagözün belli dönemlerde 
yasaklanmasının altında kontrol altına alma çabaları ile birlikte bu yangın tehlikesi de 
bulunmaktadır. 
Daha sonra perdede mum kullanılmaya başlanmıştır. Bu ışıklar titrek 
olduğundan perdeye ayrı bir hareket ve atmosfer kazandırırlar. Deriden yapılmış 
tasvirlerin renklerinin deriye daha iyi geçmesini sağlarlar. Günümüzde ise aydınlatma 
için elektrik lambaları kullanılmaktadır. 
Şeyh Küşteri: İran’ın Küşter kasabasından Bursa’ya gelerek yerleşmiş ve ilk 
Türk Karagöz’ünü perdeye getirmiş kişi olduğuna inanılır. Sanatın piri, kurucusu 
kabul edilir. Perde gazellerinde kendisine atıfta bulunularak adı daima anılır. Karagöz 
perdesine, Ortaoyunu sahnesine Küşteri meydanı da denir. 
Şık: Karagöz ve Ortaoyununda tip, zampara da denir. 
Şişebâz: Şişeleri dengede tutarak hüner gösteren oyuncu. 
Şorolo: Ortaoyununda çocuk. 
Şubedebâz: Gözbağcılık gösteren oyuncu. 
         
        
 
   
        
        
        
        
        
        
        
        
     |