Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08.02.09, 02:26   #1
Kullanıcı Profili
Admin
Administrator
 
Admin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetAdmin
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 4
Mesajlar: 422
Konular: 414
Post Paul Cezanne Biyografisi

Paul Cezanne Biyografisi

PAUL CEZANNE
( Aix-en-Provence, 1839 - Aix-en-Provence, 1906)


1861 yılında resim sanatını ögrenmek için Paris'e, çocukluk arkadaşı Emile Zola'nın yanına gitti. İsviçre Akademisi'nde ve Louvre'da çalıştı. Renoir, Pissarro, Sisley, Guillaumin gibi sanatçılarla tanıştı.

Delacroix, Courbet, Manet'ye karşı hayranlık duydu. Güzel Sanatlar Akademisi'nin giriş sınavlarında başarılı olamayınca Aix'e geri döndü. Bütün zamanını resme ayırdı ve Salon'a gönderdigi bütün tabloların geri çevrilmesine karşın resim çalışmalarını sürdürdü. Eski İtalyan ustalarının yapıtlarını kopya ederek, portreler, natürmortlar ve bazen de manzara resimleri yaptı. Bu dönemde yaptıgı çalışmalar arasında Ressamın Babası, Zenci Scipio (1865, Sao Paulo Müzesi), Louis-Auguste Cezanne'in l'Evenement'i Okurken Portresi (1866), Pamuk Takkeli Adam (1865-67), Ressam Achille Emperaire'in Portresi (1866), Zola'yı Okuyan Paul Alexis (1869), Hasır Şapkalı Boyer'in Portresi (1869-70) ve Magdalen ya da Elem (1866-68) adlı resimleri, Siyah Mermer Saat (1869-70, özel kol., Amerika) ve Teneke Çaydanlıklı Natürmort (1869-70) adlı natürmortları ve Estaque'da Eriyen Karlar (1870) ve Şarap Pazarı (1872) adlı manzaraları sayılabilir. Bu eserlerde kalın renk katları ve siyah gölgeler dikkati çeker. Siyah, kahverengi, gri ve Prusya mavisinin agır bastıgı koyu ve kasvetli renklere ek olarak alışılmadık bir beyaz renk kullandığı görülür.

Cezanne'in Empresyonistlerle ve özellikle İsviçre Akademisi'nde tanıştıgı Pissarro ile olan dostlugu onun donuk renkleri bırakarak Empresyonistlerin parlak, açık tonlu renklerini kullanmasını saglamıştır. Kalın renk katmanları tekniginden vazgeçip hafif fırca vuruslarıyla noktalama yöntemine yönelmiş, pıhtılaşmış gibi görünen yüzeyler kullanmıştır. 1872-82 yılları arasındaki bu dönem Cezanne'in Empresyonist dönemidir.

Modern Bir Olympia (1873), Asılmış Adamın Evi (1873, Louvre Müzesi, Paris), Yidizçiçekleri (1875), Kırmızı Koltuklu Madame Cezanne (1877, özel kol., Amerika), Victor Chocquet'nin Portresi (1876-77), L'Estaque (1878-79, Louvre), Pontoise'da Cote du Jalais (1879-82), Kavaklar (1879-82) ve Maincy Köp rüsü (1879, Louvre) gibi birçok ünlü eseri bu döneme aittir.

Cezanne'in izlenimciligin kurallarından ayrılan sanatı hızla, daha yalıncı ama daha çok işlenmiş ve yapıya daha çok önem veren bir tutuma dogru gelişti. Tarzını düş gücünden ve gözlemlerinden kaynaklanan ögelerle zenginleştirdi. Desen güçlülügü ile renklerin anlatım duyarlılıgını birleştirdi. Klasik perspektif kurallarina pek uymayan Cezanne'in tutumu sonradan büyük ölçüde etkiledigi Kübistlere öncü oldu.

Bu arada 1886 yılında Emile Zola ile araları açıldı. Hortense Fiquet ile evlendi. Karısının Portreleri, Mavi Vazo ve Sepetli Natürmort (Louvre), Kırmızı Yelekli Çocuk (18900-95), Cezveli Kadın (1890-95, Louvre) ve Kagıt Oynayanlar (1890 yıllarında çeşitli versiyonları), Gustave Geffroy'un Portresi (1895) ve Bir
Soytarı adlı tablolarıyla sanatı dengeye ve yetkinlige ulaştı.

Çalışmalarında derinligi kaldıran sanatçı katlama bir perspektif uyguladı. Peppermint Lisesi, Elmalar ve Portakallar (1895-1900, Louvre) gibi natürmortları bu yönelişi vurgulayan başlıca yapıtlardır.

Sanatçının son on yıllık dönemi lirik dönemi olarak bilinir. Bu dönemde belli bir lirizme ve daha özgür firça vuruşlarına yönelerek gösterişli ve cüretkar yapıtlar verdi. Aynı zamanda daha hızlı bir yöntem olan suluboya teknigini de kullanıyordu. Eserlerinde henüz başlamakta olan kübizme özgü kesin akılcı yaklaşımın belirtileri seçilir. Aynı zamanda renkleri ve biçimleri lirik bir anlayışla kullanan Fovist akımın özellikleri de göze çarpar. Sainte-Victoire Dagi, Annecy Gölü (1896), Bibemus'daki Kayalar ve Dallar (1904) ve Kara Sato (1904-06) adlı tabloları bu tarz çalışmalardır.

Yaşamının son yıllarında gerçekleştirdigi Les Grandes Baigneuses-Yıkanan Kadınlar (1902-06) adlı tablosuyla Cezanne'in sanatı doruk noktasına ulaştı. Bu tablo, ritmik kompozisyonu, kesin hatlarla üst üste konulmuş düzlemleri ve resmin bütününün taşıdıgı uyumla görkemli bir eserdir ve Picasso'nun hemen hemen aynı zamanlarda yaptıgı Avignon'lu Genç Kızlar adlı tablosunu anımsatır.

Cezanne'in yapıtları, özellikle 1907'de Paris'te açılan Salon d'Automne'dan sonra XX. yy. resminin en önemli kaynakları arasında sayıldı. Cezanne, sonradan modern resmin dogmasına yol açacak olan fovlar, kübistler ve soyut sanatçılar gibi yeni kuşagı büyük ölçüde etkiledi.
__________________
Admin
Admin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla