Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Plastik Sanatlar > Geleneksel El Sanatları
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda

Geleneksel El Sanatları Toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtan geleneksel sanatlar.

Geçmişten Günümüze Kakmacılık Sanatı

Geleneksel El Sanatları kategorisinde açılmış olan Geçmişten Günümüze Kakmacılık Sanatı konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Geçmişten Günümüze Kakmacılık Sanatı
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
5869

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04.07.11, 17:08   #1
Kullanıcı Profili
S.Moderators
 
Renklerin Dansı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetRenklerin Dansı
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: May 2009
Üye No: 27
Mesajlar: 3.656
Konular: 2075
Standart Geçmişten Günümüze Kakmacılık Sanatı

Geçmişten Günümüze Kakmacılık Sanatı
Orta Asya'da doğan geleneksel Türk süsleme sanatlarından biri olan kakmacılık, Osmanlı döneminde altın çağını yaşadı. Altın, gümüş ve bakır plakalar üzerine eşsiz desen ve motiflerde sanat ürünlerinin ortaya çıkarıldığı kakmacılık, 19. yüzyılın yarısından sonra ise bir duraklama dönemine giriyor. Dünyada siyaset, iş, sanat çevreleri ve koleksiyonerler arasında büyük ilgi gören kakmacılık sanatı, Türkiye'de unutulmak üzere. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana değişik milletlerin kendi kültürlerine özgü ürünleri çıkardığı kakmacılık sanatında Türkler, Orta Asya'dan başlayarak günümüze kadar sayısız başarılı örnekler verdi. Kakmacılık, altın, gümüş ve bakır gibi metal plakaları, esnemeyi önleyen özel bir karışım olan zift'e ısıl işlem ile yapıştırılarak; çok sayıda ve çeşitli şekillerde uçları olan çelik kalemlere, çekiçle binlerce defa vurularak metal levhanın yüzeyini kabartma desenlerle süsleme tekniğine deniyor. Kabartmalar; maden plakasına dıştan (yüzden) veya içten (tersten) veya hem dıştan hem de içten detayları işlemek suretiyle elde ediliyor. Maden işleme tekniklerinden biri olan kakmacılık tarihinin Orta Asya'ya kadar dayandığını eski Türk destanları ve son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar ortaya çıkardı. Kaynaklar, maden işleme teknikleri konusunda ileri giden Türkler'in, bu bilgi ve becerilerini göçebelik, savaşlar ve ticaret yolları ile gittikleri diğer ülkelere de yaydıklarını gösteriyor. Kakmacılık sanatını Hindistan, İran ve bir çok doğu ülkesi de geçmişten bugüne kendi kültürlerine özgü desen ve motiflerle taşıdı. 8 ve 9. yüzyıllarda Türkler'in İslamiyet'i kabul etmesi, her alanda olduğu gibi maden sanatında da etkisini gösterdi. İslam sanatı soyuta dönük yüzeyle şartlı bir yapı çizerken, Türk sanatı motifleri, gerçekçi tabiata bağlı, gözlemleri doğru, figürleri ise üzerine konulduğu mekana göre biçimlendiren bir yapıya sahipti. Her iki sanatın karışımıyla, bitki, hayvan ve geometrik motifler, süsleme sanatının kural ve kanunlarına bağlı olarak yeni bir yapıda şekil bulmaya başladı. Bu anlayışın ilk örnekleri Selçuklu eserlerinde görülüyor. Ayrıca bu devirde Türk boylarında kullanılan tekniklere yeni buluşlar da eklenince sanat tarihimizin sürekli ve kusursuz eserleri ortaya çıktı. Bu devrin başlıca örnekleri arasında şamdanlar, ibrikler, buhurdanlar, havanlar, hayvan gövdeli fıskiyeler, davullar, tartılar, küçük tokalar, gümüş bilezik ve küpeler sayılabilir.

Kakmacılığın altın çağı

Osmanlı devrinde maden işçiliği, Sivas, Konya, Erzurum, Diyarbakır ve Tokat gibi başlıca merkezlerin yanı sıra Bursa, Edirne ve İstanbul'da da yapıldı. Ancak İstanbul, zamanla en önemli merkez haline geldi. 16. ve 17. yüzyıllarda yeni teknikler ve buluşlarla eşya çeşidinin çoğalması, sanatçıların iyi yetişmesi ve korunması, uygulanan motiflerin olgunluk dönemine ulaşması, maden sanatına zevk ve üstünlük sağladı. 18. yy. da ise, kakma sanatı altın dönemini yaşadı. Bu sanatla yoğrulan binlerce çeşit ürün, padişah saraylarını süslerken, ustalar, altın, gümüş ve bakır levhalara kazıdıkları imzalarının karşılığını fazlasıyla aldılar. Osmanlı döneminde meslek Enderun'da ve Kapalıçarşı'da ünleri imparatorluk sınırlarını aşan değerli ustalar tarafından öğretiliyordu. Sanat, 19. yy. yarısından sonra da duraklama sürecine girdi. Kakmacılık sanatı, Cumhuriyet dönemiyle birlikte diğer sanat dalları gibi kaybolmaya yüz tuttu. Bugün Kapalıçarşı ve civarındaki atölyelerde sayıları bir elin parmaklarını bile geçmeyen sanat aşıkları mesleği gelecek kuşaklara taşımak için çabalıyor.

Kakma Nasıl Yapılır?

Altın ya da gümüş gibi metal plaklar, metalde esnemeyi önleyen zifte ısıl işlemle yapıştırılır. Çok sayıda ve çeşitli şekillerde uçları olan çelik kalemlere, çekiçle binlerce defa vurularak metal levhanın yüzeyi kabartma desenlerle süslenir. Kakmacılığın tekniği budur. Kabartmalar, maden plakasına içten ve dıştan veya hem içten hem dıştan çelik kalemlere çekiçle vurularak, detaylar işlemek suretiyle elde edilir. Kakma sanatında tasarım büyük önem taşıyor. Tasarım yapılacak ürünün özelliğine göre şekilleniyor. Ön taslak çalışması hazırlanır ve müşteriyle yapılacak görüşme sonrasında detaylı tasarımlara geçiliyor. Detaylı tasarımlar tamamlanınca sıra uygulama tasarımına geliyor. Bundan sonra artık astarın çekilmesi, dövü, sıvama teknikleri kullanılır, form vermek için de kakma işlemi desenler kabartma teknikleri devreye giriyor. İşin desen ve kakma işlemi bittikten sonra işin sade kısmına geçiliyor. Kaynak kesiminde ise, parçalara bölünen ürünlerin birleştirilme işlemi yapılır. Sade işleminden sonra deyim yerindeyse makyajı, yaldız işlemi yapıldıktan sonra ürün müşteriye sunulur.

Kakma Sanatıyla Yapılan Ürünler

Kakmacılık sanatı, kabartma ve desenle yapıldığı için her türlü ürün yapılabiliyor. Ev eşyalarından ofis malzemelerine aklınıza gelen her şeyde uygulanabiliyor. Örneğin, takı, kurumsal hediyeler olarak adlandırılan kupalar , plaketler, mücevher kutusu, sigara kutusu, pipo kutusu, tepsiler, vazolar, çiçeklikler, leğen- ibrik, daha geleneksel ürünler olarak duvar aynaları, kısaca kakmacılık sanatıyla 45 ayrı dalda yüzlerce alt desenleriyle ürün yelpazesi binleri geçiyor.






__________________
TUALİM.NET
Renklerin Dansı isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
geçmişten, günümüze, kakmacılık, sanatı

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Avustralya Aborjinleri Mitolojisi Sanatı - Aborjin Sanatı - Aborjin Sanatı ve Müzik Gökkuşağı Mitoloji / Mitoloji Tarihi / Mitolojik Kahramanlar ve Karakterler 0 03.10.12 23:59
Sedef Kakmacılık (Sedefkâri) Renklerin Dansı Geleneksel El Sanatları 0 04.07.11 17:00
Ebru Sanatının Geçmişten Günümüze Akışı Renklerin Dansı Ebru Sanatı 0 04.12.10 17:17
1923 ten Günümüze Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu Renklerin Dansı Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) 0 16.01.10 17:26
Hat Sanatı Gökkuşağı Hat ve Tezhip Sanatı 0 09.01.10 07:15


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:19.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.