Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Kültür&Sanat&Edebiyat > Şiir > Yabancı Şairlerin Şiirleri

Yabancı Şairlerin Şiirleri Yabancı şairlerin şiirleri.Yabancı şairlerden güzel şiirler.Yabancı şaiirlerden şeçme şiirler...

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Yabancı Şairlerin Şiirleri kategorisinde açılmış olan Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri
Konudaki Cevap Sayısı
8
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1937

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15.08.10, 00:20   #1
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Post Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Bahçede Ellerimiz

Bu düşünceyi
Bahçeye ekmek için aldık ellerimize

On parmağın dalları
Fidanları kemiklerin
Taş bahçeyi bastı bağrına

Gün boyunca
Kızıl kuşu bekledik
Ve körpe yapraklarını
Cilalı tırnaklarımızın

Ne kuş
Ne bahar
Düştü tuzağa haşin ellerimizin ininde

Sadece bir çiçek için
Rengin küçük bir yıldızı
Asude kanatların saldırısı

Sadece zavallı bir not
Tam üç kez tekrarlandı

Başka bir mevsim gerekecek bize
Ve ellerimiz dağılıp saçılacak su gibi.

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:21   #2
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Post Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Büyük Şelaleler

Gitmemek daha iyi bu derin ormanlara
Diplerinde uyuyan
Büyük şelaleler için

Uyanmasın daha iyi büyük şelaleler
Sahte bir uyku örter tuzlu kirpiklerini
Düşleri fark edemez tomurcuklar
Beyaz ve oksijensiz suyun altında

Onların çevresindeki günler
Ve cılız ve tekdüze mızırdanan ağaçlar
Hiçbir hayali gömmez suların içlerine

Bu karanlık ormanlardaki su
Öylesine zavallı ne yeknesak akışlı
Ve akışkan bir kaynakta kutsanmış
Bir deniz itirafı baktığım yerde

Ah gözyaşları içime akan
Bu mezar çukurunun boşluğunda
Dikilmiş sütunlara baktığım yerde
Ah benim eski sabrım
Dokunulmamış kalsın
Sonsuz yalnızlık su yalnızlık.

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:23   #3
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Arrow Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Ekmek Doğuyor

Nasıl konuşturursun ekmeği, bu eski hazine sarmalanmış
kendi katılığına bir kış ağacı gibi, demirleşmiş, öyle ki,
fark edilebiliyor çıplaklığı geçirgen güne rağmen?

Bilinç gözümün karanlık odasına kilitlemiş olsaydım kendimi
oraya kazınmış bu ebedi isimle, ve eğer ısrarla isteseydim
eski yavan heceyi üretmek için onun değişken hayallerini

Binlerce kör ve acı hayvanın çarpma sesidir bütün duyduğum
Kapıya karşı, sıkıştırılmışlığın aşağılık sürüsü, mıymıntı ve pelteleşmiş
uyuzlu pöstekilerinin içinde, katur kutur çiğneyen sözcükleri
tıpkı otlar gibi zamanın şafağından bu yana.

Fakat temiz bir süpürülüşü uzayın çekip çekiştirerek şiir için
ve isteğin ve yabanlığın açık bir tarlası, ufkun uzak bir yerinde
zaman kırar açıklığı ve ekmeğin tadı, tuz, su serpilip filizlenir
tıpkı deniz dibindeki düz ve mavi kayalar gibi.
bu daima böyledir, bu eski-çağ açlığı

Açlık ansızın akar geleceğe, toprağa diz çöker, eker tohumu
derin uykunun gölgesine, oraya, kendi kalbinin küresine.

Ah şu uzun ilk gece, çatlayıp yarılan dünyaya karşın, yüz
sıkıştırdı, dinleyerek, kanın atışını alarak, bütün düşleri
kovdu zihninden, bütün hareketler durdu, bütün dikkatler
sevginin üstüne toplandı.

Tohum çatlayarak uzatıyor başını toprağın üstüne. Bir yer altı
kaynağı ona, yeşil pürçekli başını dışarı çıkarmasını söylüyor.
Yeryüzünün çıplak karnı ve çiçekleri ve yemişleri
sıcak öğle güneşinde.

Gök mavi tozunu serpiyor; rengarenk ellerimiz tarlaların üstünde
muhteşem taze gelincikleri andırıyor.
Topraktan çağırılan bütün şekiller ve renkler neşeyle kabarıyor
gözle görünür biçimde soluk alıp veriyor sanki.

Yer zonkluyor ve meliyor. Yünü beyazlaşıyor yazın göz kamaştıran
saydamlığında, geveze ağustos böceği şarkı söylüyor.

Değirmentaşları gözenekli sert tohumlarıyla
hiçbir şey yansıtmamaya mahkum edilmiş camlardan
bakan devin boğuk heyecanına kapılmış.

Bütün hepsi elinden geleni yapıyor gölgelerde, ağır ve karanlık,
zorlukla ve hasadın kalbi gibi ezerek bölüyor minicik parçalara,
öğütüp un ufak ediyor, helmelenmiş kuru bir sağanak olması için.

Böylece can veriyor, bu acayip sivri deniz kabuklarının çiçeklerine
denizci güneş billurlaştırıyor onları parlak bir serpintiyle
hemen çatlıyor çekirdek bizim için, şarkı söyleyerek, vazgeçerek
kendisinin gerçek ve mükemmel formundan.

Daha sonra, yoğuracağız sütlü hamuru, bekleteceğiz asude bir
uyuşukluk içinde, sakinleşsin, hâlâ hava kabarcıkları var
içinde küçük havuzcuklar gibi.

Ve ne olurdu tesadüfen artıverseydi rüzgâr? Ne olurdu,
ruhlarımız teslim etselerdi tümüyle kendilerini? ne olurdu
onların geceleri pıhtılaşmış olsaydı köklerle? ne olurdu
büyük çukurlar sıkılmış olsaydı günlerinden?

Öyle olsaydı bile, bu kaşık dolusu acı sürüp gidecek bizimle,
sürüp gidecek şu bizden sonra gelenlerle de. Ezilecek Ekim
yaprakları gibi salıvermek için mis kokularını, gelişip serpilecek
mayanın değişiminde.

Kızaran etin yoğun dumanında, kararan taşta, ortasında
bütün bu karman çorman yiyip içmenin, bak nasıl parlatıyor
geleceği saf ve eskil bir yasa dünyanın ilk gecesinde. Bak
nasıl yavaşça kızarıyor ekmeğin kabuğu ve atıyor hamurun kalbi
sabır oturduğu sürece ateşin kıyısında.

Ve hiçbir şey dokunamaz onun sessizliğine sabaha kadar.
Dağınık bir yatak gibi küllerin altında, izle yuvarlak
somunları ve köşeli somunları kabarırken. Hisset onların
derin hayvani ateşini ve ustaca kapatılmış nadide kalbini
kafese tutsak bir kuş gibi.

Oh! Tekrar yaşıyoruz! Gün başlıyor yeniden kentin siluetinde
Tanrı doğmuş olabilir, geri dönerken O, solgun bir çocuğun
suretine bürünebilir. Ürettiğimiz ise şey çoktan başladı
kahverengileşmeye ve enfes kokular yaymaya.

Açlığını bastırsın diye bir parça ekmek verelim o çocuğa.

Ve zamanı gelince uyuyacağız, ağır hayvanlar, Festivalin
ve sarhoşluğun tanıkları alıyor bizi içine bu sabah
ve gün ışığı yerleşiyor dünyaya.

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:25   #4
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Post Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Günün Simyası

Bırak hiçbir kız hizmet etmesin sana vahşi yaralarını
bastırdığın bu günde, kanlı hayvan, karaçamın eğilmiş dallarına.

Çevrendeki kızlara söyleme ateşin köreldiğini, uyarma kızları
menekşe kalplerle.

Onların yedisi de görecek mavi acıları taşıyan odanı
saçlarında yükselen sessiz amforada.

Kayıp gidecekler kendi gölgelerinin eflatun çizgilerinde
sualtı yalımları gibi sessiz bir ayinin ihtişamı içinde
senin duvarlarının dört rüzgârı boyunca.

Usulca dürülmüş kutsal acıların saklandığı antik kilimleri
yeşil çimenlere benzeyen ayaklarıyla, güneşin dalgalandırdığı
yumuşak çayırı, sessizliği ve çığlığın katı boşluğundaki sık otları
biçsinler diye ne kızları uyar,

Ne de bir yeraltı aşkının gizlenmiş güçlü titreşimini, denizin
akıl almaz arzusuna benzeyen şarkısı süzülmeye başlarken suda.

Uyarılmış birinci kız birer birer toplayacak kız kardeşlerini
ve senin açık damarlarının yapraklarında, aşkın demir atmış
yaralarını usulca anlatacak onlara.

Seçilmiş kız kardeşlerin en karanlığı getirecek sana, acı kalplerin
üstünde henüz tomurcuklanan balsamı, kutsallığı bozulmuş eski
mahzenleri, gece yarısı teşhislerinin ve eczanın çiçek yataklarını,

Hassas kazılarla ve sabırla gün ışığına çıkarılmış sevgili bir taş gibi
en yavaşları, yakıcı gözyaşlarıyla kendine yeni bir yüz yaptığı sürece.

O burada, tuzun seçkin kızı, bereketli hasadının muhteşem sepetlerine
koymak için seni. Yolda tartıyor parmak uçlarıyla senin batık
bir bahçeden toplanmış çiy tanelerine benzeyen göz yaşlarını.

Bak, adı Veronica olanların biri katlıyor geniş çam yapraklarını
ve peçesine suyun parlak aynası gibi serilmiş ıstırap dolu
bir yüzün düşlerini. *

Her yanına pirinç madeninden çiviler batırılmış, ateşler içinde
yanan kız acele ediyor şimdi bu gece, en tepesine yükselmiş,
büküyor onun olgun yapraklarını, siyah ayçiçekleri gibi.

Neredeyse bastıracak ellerini sıkıca senin gözlerinin üstüne
tıpkı mükemmel düşlerin yüzyıllarının, ölümün, sert bir incinin
beyaz kanının tefekküre daldığı yerdeki canlı bir istiridye gibi

Ah, rüzgârda ürperen sen, dört mevsimin bayrak direklerine
çekilmiş yüzünün güzelliği,

Sen, kumlarla ufalanmış, saçılmış saf yağlarla, akışkan renkli
ve güçlü suların tanımsız mucizelerinde üryan,

Karışık balçığın yüzüne bürünmüş kireçtaşı merhametlerden
gelen sessizliğin farkına var.

Maviye karşı hazır tut yeşili, ve, gücün sahipliğini, korkma
aşıboyasından ve erguvaniden, bırak bağlı kalsın dünyaya
kopyası dünyanın, yayına bağlanmış bir ok gibi,

Kendi garip simyasına bağlı, uyarılmış lütuf gibi çılgın trafikte,

Güneşteki saf vahşi şeyler, adını koysun yüzleştiği her şeyin
rahatsız edilmiş ve parçalanmış büyük ölünün haşmetiyle.

Kırık mavi camların duvarları dağılıyor denizdeki halkalar gibi,

Ve kalbin tam ortası tasarımlıyor kendi narin çitini.

Bir anlık zaman için çağırılmış, gün yükseliyor sözcüklerde,
saplarının üzerinde patlayan dev gelincikler gibi.

*Efsanevi Veronica'nın, Calvary'ye benzer şekilde, İsa'nın kanayan yüzünü sildiği;
ve bu mendil ya da peçede daha sonra İsa'nın yüzünün göründüğü söylenmiştir.

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:26   #5
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Arrow Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

İncinmişlik

Yoksullar hizaya çekildi açlığın emriyle
Öfkenin emriyle ölçülüp biçildi hainler
Efendiler yargılandı emriyle temiz vicdanın
Acizler sorgulandı suçun emriyle
İşkenceciler incelemeye alındı emriyle yaraların
Bunca bedbaht içinde suskunlardı en mutsuzları
Suskun halk yığıldı barikatlara
Dayanmıştı kemiğe konuşma arzuları
Bütün dünya karşılamaya geldi onları caddelerde
Öyle doluyular ki taşınamaz bir yükle
Konuşmak isteyince
Çığlık Ateş olup fışkırdı kalplerinden
Sözcüklerin yerine

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:27   #6
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Arrow Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Kralların Mezarı

Kalbim kör bir şahin gibidir
Yumruğumda

Suskun kuş kavramış parmaklarımı
Bir fener şişmiş şarapla ve kanla,
Aşağı iniyorum
Kralların mezarına doğru
Hayrete düşmüş
Henüz doğmuş.

Ariadne'nin hangi imi yol gösteriyor bana
Sağır labirentler boyunca?
Ayakların yankısı yutuluyor birer birer.

(Hangi rüyadaydı
bileklerinden bağlanmış bu çocuk
afsunlu bir köle gibi?)

Rüyanın yazarı
Sıkıyor ipi
Ve çıplak ayaklar geliyor
Birbirinin ardınca
İlk damlası gibi yağmurun
Kuyuların dibinde.

Koku çoktandır dönüyor kabarmış fırtınalar içinde
Çamurlar kapı eşiklerinde
Odalarda, gizli ve yuvarlak,
Serilmiş yatakların kaskatı dikildiği yerlerde.

Kuklaların durağan arzusu itiyor beni
Şaşkın seyrediyorum
Siyah kemikleri
Parlayan mavi taş kaplamaları

Birkaç trajedi sergileniyor, sabırla yontulmuş
Kralların göğsüne,

Sanki mücevher gibi
Ve bize sunulmuşlar
Göz yaşı ve pişmanlık beklemeden.

Tek başına bir kavga:
Tüten buhur, kabuklu kuru pirinç.
Ve benim ürperen etim:
Tören ve uysal kurban.

Olmayan yüzümde altın maske
Mor çiçekler, tıpkı göz bebeklerim gibi,
Aşkın gölgesi çiziyor beni küçük kesin çizgilerin içine
Ve kuşum nefes alıyor
Ve hıçkırıyor tuhaf bir şekilde
Uzun bir ürperiş
Sanki rüzgâr koşuyor bir ağaçtan bir ağaca
Çeviriyor yedi büyük abanoz firavunu
Vakur ve şatafatlı lahitlerin içinde.

O sadece dibi ölümün, ki kurtulanlar,
Taklit ederek son azabı
Arayarak sükuneti
Ve ebediliklerini
Bileziklerin çıngırdayan ışığında
Mağrur yüzük oyunları başka yerlerin
Kurbanlık etin çevresinde.

Uyuyorlar ve içiyorlar,
İçimdeki şeytanın kardeşçe kökeni için açgözlülükle;
Yedi defa öğrendim kemiklerin kepazeliğini
Ve söküp atmak için kalbe uzanan kurumuş eli.

Morarmış ve tıka basa dolmuş korkunç bir rüyada
Sımsıkı kapandı dudaklarım
Dışımdaki ölü katledildi,
Niye dolaşıyor şafağın yansısı burada?
Niçin titriyor bu kuş
Ve uzatıyor pençelerini
Sabahın göz çukurlarına?

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:28   #7
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Arrow Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Mutluluk Tacı

Ölüm, bir dişi kurt oluyor
Taş bir vücut yanan ufukta

Düş, incecik dumanı köyün
Sık çalılar gibi tüten yüzlerce ev

Yüzücüler, yüzüyor öyküsüz bir gecede
Koklayarak yosunları ve okyanusu

Senin yüzünün ışığı
Uyandırıyor
Bir geleceğin ışığını
Bir soluğun aşkını

Gün yeniden başlıyor
Geçiyor gece su çizgisini
Şafağın geniş kanatları
Başını döndürüyor dünyanın

Sevinç kucak dolusu
Şiir yüksek bir kafanın doruğunda
Mutluluk tacı...

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:29   #8
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Post Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Sıska Kız

Ben sıskacık bir kızım
Bu yüzden çok güzel görünür kemiklerim

Gözüm gibi bakarım ben onlara
Acayip bir acıma duygusuyla

Eski metaller gibi
Cilalarım onları ben durmadan

Mücevherler ve çiçekler
Mevsimsizdirler.

Bir gün bulacağım elbet ben de aşkımı
Ve gümüş bir mahfaza yapacağım ona

Kendimi asacağım
Bomboş kalbinin olduğu yere

Bu fıkır fıkır boşluk, kim bu coşkusuz konuk
Birdenbire içindeki?

Yürüyüşün,
Kımıldaman,
Bütün hareketlerin
Donatıyor ölümü içindeki terörle

Kabul ediyorum titreyişlerini
Bir hediye gibi.

Ve kimi zaman
Kaskatı kesiliyorum göğsünde,

Aralıyorum
Islanan göz çukurlarımı
Ve esrarlı ve çocuksu düşler
Bayım
Tıpkı yemyeşil bir su...

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15.08.10, 00:31   #9
Kullanıcı Profili
Moderator
Avatar Yok
Tualim.NetŞiir Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Üye No: 218
Mesajlar: 989
Konular: 86
Arrow Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Anna Hebert Şiirleri - Şair Anna Hebert Şiirleri

Şatoda Hayat

Atalardan kalma bir şatodur o
Ne masaları var ne de ateşi
Ne bir zerre tozu ne de kilimi.

Buranın sahte tılsımı
Parlak aynalarını kaplamış boydan boya

Yapılabilecek tek şey
Gündüz gece bakmak kendi suretine

Hadi savur imgeni bu donmuş şelalelere
Gölgesiz ve renksiz en zor imgeni

Bak, nasıl da derin bu aynalar
Klozetler gibi
Bazı bedenler hep yaşar orada, gümüşün altında
Hemen sarar imgeni
Ve yapışır yosun gibi.

Değiştirir seni, zayıf ve çırılçıplak
Ve canlandırır aşkı usul acı bir titreyişte...

Anna Hebert
__________________
Şiir Renk
Şiir Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
anna, anna hebert, anna hebert şair, anna hebert şiir, anna hebert şiirleri, hebert, Şair, şair anna hebert, şair anna hebert şiir, şair anna hebert şiirleri, Şiirleri


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Anna Ancher Tabloları - Anna Ancher Resimleri - Anna Ancher Eserleri - Anna Ancher Gökkuşağı Yabancı Ressamların Eserleri 0 17.12.11 19:36
Anna Ancher Biyografisi - Anna Ancher Hayatı - Anna Ancher Kimdir - Anna Ancher Yaşam Gökkuşağı Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) 0 17.12.11 19:29
Anna Rouse Şiirleri - Şair Anna Rouse Şiirleri Şiir Renk Yabancı Şairlerin Şiirleri 0 15.08.10 00:33
Anna Dau Şiirleri - Şair Anna Dau Şiirleri Şiir Renk Yabancı Şairlerin Şiirleri 0 15.08.10 00:18
Anna Ahmatova Şiirleri - Şair Anna Ahmatova Şiirleri Şiir Renk Yabancı Şairlerin Şiirleri 5 15.08.10 00:15


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:50.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.